31 Aralık 2009 Perşembe

2009 Bilançosu: Teşekkürler Borges, Stalker, Sirevo, ArsenalTürkiye, Bolat ve Diğer Başlığa Sığmayanlar

Yeni yıla girmemize saatler kala, yılın bilançosunu yapmak yerine gönlün bilançosunu yapıp gelecek seneye ruhen ferah girmeye karar verdim. Aşağıdaki teşekkür listesini yayınlamayı o yüzden borç bilirim:

* THE OGE BROS
Bu blogu kuran ve bizim de yazmamız için bir yer açan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Şu an ikisinin de yurtdışında olduğunu düşünüyorum (Gerçi Gökçe gelmiş de olabilir, takip edemiyorum) o yüzden onlara benden 2 ile 7 saat sonra girecekleri yeni yılda mutluluklar biliyorum.

* Blogda beraber yazdığım arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Aslında çoğu benim ortaokul ve liseden beri sınıf arkadaşım fakat yeni gelenler de yaptıkları katkılarla hiç yabancılık çekmediler. Özellikle Kieran yazdığı yazılarla özel bir teşekkürü hakediyor.

* Bir blog yorumsuz olmaz tabii ki... Bazen biz kendi aramızda yorumladık yazılanları, bazen de sizler katıldınız ve emin olun yazdığınız her yorum müthiş değerliydi. Blogger sayfamı her refresh ettiğimde "x sayıda yorumun kontrol edilmesi lazım" lafını duyduğumda müthiş heyecanlanıyordum. Blog'u izleyen ve yorum yazan herkese teşekkürü bir borç bilirim fakat aradan özellikle üç kişiyi de anmamam izin verin lütfen: SirEvo, Bolat ve Stalker... Gerek yorumlarınız gerekse duruşunuz bizim için çok değerli oldu. Yazılarımızın değerini bir parça da sizler arttırdınız, bu anlamda bütün ekip adına sizlere ve diğer yorumculara teşekkür etmeliyim.

* Ve tabii ki, artık kardeş olduğumuz bloglar... Bir Beşiktaş taraftarı olarak özellikle iki blogun adını buraya yazmak lazım: Gayin-Sin ve Ortega... Galatasaray ve Fenerbahçe hakkında hem doyurucu hem de keyifle takip edilen yazılar yazdılar. Özellikle Ortega benim için özel bir blog çünkü üzülerek söylüyorum Fenerbahçe bloglarında ne yazık ki yeterli tarafsızlığı bulduğumu söyleyemiyeceğim, Ortega bu bağlamda önemli bir blog, umarım her geçen gün yazılarını daha da iyi seviyeye getirir.

Bunun dışında özel teşekkürü borç bildiğim bloglar, Stalker'ın blogu ve Arsenal Turkiye. En deger verdigim iki takım hakkında yazı yazarken aynı zamanda sadece taraftarlığı değil öğrenmeye de devam ettiğim için bu iki blog kişisel övgümü hakediyor.

* Özel teşekkürler ise daha kurumsal bazda tanıştığım ya da uzakta oldukları için birebir teşekkür etme fırsatı duymadığım kişilere: öncelikle blogidmanyurdu ve futbloglar ekibine teşekkür etmeliyim, sayelerinde yazılarımız artık daha fazla insana ulaşmakta. Barış'a ayrıca özel bir teşekkürü borç bilirim, düzenlediği toplantı sayesinde tanımadığım pek çok blogger'ı tanımış oldum. Ayrıca özel olarak, Borges'e de teşekkür etmek lazım; her zaman bizim blogu destekledi ve daha da güzeli yazılarıyla geri döndü. Artık bundesliga yazarken referans alabileceğim bir blogum var...

* Borges gibi blog top 10'u yapmak istemiyorum çünkü haddime değil, fakat samimiyetle söylemem gerekirse 3 blogun takipçiyim: Stalker, Borges ve Arsenalturkiye... Uzgunum listede bilinen bloglar yok amam bunlar da cok güzel be abi....

Burada adı geçmemiş fakat yeri gönülde sağlam olan herkese de mutlu yıllar... Gelecek sene de bizleri ve diğer blogları izlemeye devam edin.

Arkadaşlar sonuçta bu blog bambaşka bir hikayeden başladı, o yüzden bizim için tabiri caizse dışardan yazan herkes o kadar ilgi odağı oldu ki bunu kelimelere dökmem mümkün değil. Sonuçta biz 3 farklı kıtaya dağılmış dostların birbirleri ile iletişim kurduğu bir organizasyon olarak başladık bu işe ve gariptir takip edilen spor bloglarından biri olduk. Bu bağlamda yorum yazan ve okuyan herkese teşekkürler...

Bu da 2010 için naçizane hediyem olsun, Tellier'den La Ritournelle.... Bırakalım aşk kazansın...







Yeni Bir Yılda Beraber Olduğumuz için Teşekkürler!



Herkese Jojee den Mutlu Yıllar!
Umarım 2010 hepimize bol bol mutluluk,sağlık,gülücük ve ilham dolu bir yıl getirir.
Jojeeyle yeni bir yıla daha girerken yanımda olduğunuz için teşekkür ederim.
İyi ki varsınız.İyi ki benimle beraber bu blogda emeğiniz var.
Hepinizi sımsıkı kucaklayıp öpüyorum.
İnanın sizi çok seviyorum.Muck muck;)

30 Aralık 2009 Çarşamba

Şeker hamuru ve Yeni Yıl

Dün akşam yazmıştım çocukların hediyelerini, birde kurabiyeler var demiştim yeni fırından çıkan :) bugün onları şeker hamuruyla kapladım ve paketledim. Ben daha önce şeker hamuruyla yapılmış herhangi birşey yemedim ve nedense bana pek sağlıklı gelmiyor. Ama kurabiyelerimde kullandığım şeker hamuru tamamen lokum ve pudra şekerinden yapıldı. Okuldan gelince yetişebilirsem eğer mutlaka Derya Baykal'ın programını izlerim. Bazen gerçekten güzel fikirler olabiliyor. Orada yemek yapan Cemal usta yapmıştı bu şeker hamurunu. Üzeri pudra şekerli sade lokumlardan 250 gr. ve 1 bardak pudra şekeri kullanılıyor. Lokumlar sudan geçirilip süzgeçte biraz beklettikten sonra pudra şekeriyle yoğruluyor. Başlangıçta çok yapışıyor sanki hiç toparlanmıyacakmış gibi oluyor ama sonra düzeliyor. Püf noktası mısır nişastasıyla açmak.
E'nin kuzeni kısa bir süre önce askere gitti. Gitmeden önce askere gidecek başka arkadaşlarımızla beraber bizde toplandık bende gecenin anlam ve önemine uygun olarak bu pastayı yaptım :) Şeker hamurunu ilk o zaman denedim. Pastanın süslemesinden artan hamuru streç filme sarıp buzdolabına kaldırmıştım. Dün akşam kurabiyeleri buzdolabındaki hamurla süsledim. Bozulmuş olabilir diye düşünüyordum ama hiçbirşey olmamış, sadece biraz sertleşmişti. Dolaptan çıkarıp yarım saat beklettikten sonra kullandım. Çok rahat açıldı gerçekten.
Bu kadar uzun laftan sonra asıl konumuza gelelim. Biz cuma günün tatil olmasını fırsat bilerek yarın annemlere gidiyoruz :) Pazar gününe kadar buralarda olamayacağım inşallah. Herkesin yeni yılı kutlu olsun. 2010 yılı hepimiz için hayırlara vesile olsun inşallah. Mutlu yıllar..






Natalie Portman Ve Mini Lacivert Elbisesi!


Natalie Portman çoğu zaman güzel seçimler yapıyor.Bunu sizde birçok blogta görmüşsünüzdür.
Şimdide Natalie'yi bu mükemmel lacivert mini elbisesiyle görüyoruz.
Özel bir gecede farklı olmak istiyorsanız bunu klasörünüze atın!
Natalie'nin göz makyajı ağırlıklı ve dudakları nude tonda olması mükemmel.
Leighten'ın smoke gözmakyajı ve kırmızı dudaklarıyla ne kadar kötü olduğunu hatırlatırım size.


29 Aralık 2009 Salı

SUPANGLE ve YENİ YIL MENÜSÜ



Hepinizin şimdiden yeni yılını kutluyorum arkadaşlar.Yeni bir yılın hepinize saglık ve mutluluk getirmesini diliyorum.Ve ülkem içinde huzur ve barış diliyorum.Bu yeni yıla sevdiklerimizle beraber girecegiz biz de o yüzden tatlı bir telaş var bende.Yeni yıl menüsünü günler öncesinden kafamda tasarladım ve yarın inşallah uygulamaya geçecegim.Bu yıl menümde:
  1. Fırında hindi
  2. İç pilav
  3. İşkembe çorbası
  4. Kereviz salatası
  5. Arnavut cigeri
  6. Paçanga böregi
  7. Rus salatası
  8. Piyaz
  9. Ayva tatlısı yapacagım.Eger menüsünü oluşturmayanlar varsa ve arayış içindeyse belki benim ki bir işinize yarar.
Ve gelelim supangle tariflerine.Bizim evde çikolatalı veya kakaolu tarifler çok sevilir o yüzden sık sık yapmaya çalışırım bende.Supangle de bunlardan biridir.Ve benim tarifim:
Supangle Malzemeleri:
  • 1 kg süt
  • 1 su bardagı şeker(içine bitter çikolata da atacagımız için aslında bu şeker bizimkilere fazla tatlı geliyor ama siz şeker oranı hissedilir olsun diyorsanız bu oran iyidir)
  • 1 tepeleme çay bardagı un
  • 2-3 yemek kaşıgı margarin veya tereyag
  • 1 adet bitter çikolata(galiba bitter çikolata 80 gr.ama tam hatırlamıyorum)
  • 1 çay bardagı kakao
Sütün içine şeker,un ve kakaoyu ekleyerek iyice karıştırın ki unlar topaklanmasın.Ocaga alıp kaynatıyoruz sütlü karışımı.Kaynamaya başlayınca tereyagını ekliyoruz ve karıştırarak pişirmeye devam ediyoruz.Ocaktan indşrmeden önce bitter çikolatasını da ekleyerek karıştırıyoruz ve çikolata eriyince ocaktan alıyoruz.Ve kaselere boşaltıp üstünü süslüyoruz.
Afiyet olsun.

mutlu yıllaarr...

mutluuuuuu yıııllllaaarrrrr.....

bir yıl daha acısıyla tatlısıyla geride kaldı.yeni yılıda herşey gönlünüzce dilediğinizce olsun.sağlıkla huzurla mutlulukla ve krizsiz bir yıl geçirmenizi dilerimmm......

sevdiklerinizle mutlu umutlu yıllaaarrrrrr....

Yeni yıl Hediyeleri

Çocuklara yeni yıl hediyesi olarak bu çoraplardan hazırladım. İçerisine kız çocukları için toka, erkek çocukları için araba koydum. Birde az önce pişirdiğim kurabiyeleri paketleyip koyacağım :) Sürekli bize hediye gelecek mi bize kim yeni yılda hediye getirecek diye soruyorlar bakalım hediyelerini beğenecekler mi?


Trend:Siyah ve Altın


Siyah ve altının uyumluluğu ilerde daha da artacak.
Takılarda başlayan bu akım 2010 da daha da taçlanacağa benziyor.
Şimdiden gözünüze kestirdiklerini almakta fayda var.

Bershka dan Neler Alıp Kombin Yapabiliriz?


Bershka birçok kişinin uğradığı mağazalardan bir tanesi.
Uygun fiyata trendlerin birçoğunu Bershka da bulabilirsiniz.
Tabi herkeste olma riski de baya yüksek.
Bu yüzden bershkayı nasıl kombinleyebiliriz sorusuna lookbookundan yardım alarak cevap verebiliriz.



Belirli parçalar gerçekten çok güzel ve bir çok kombini yapabileceğiniz tarzda.
Tabi pasajlar da ve pazarlar da Bershkaları da bulmanız çok yüksek.
Hemen almadan önce oralara ilk olarak bakmanızda büyük fayda var.

28 Aralık 2009 Pazartesi

Heart to Heart Beaded Scarf by Sivia Harding

2016 KAVGASINA FENERBAHÇE DE KARIŞTI


Fenerbahçe, devam eden 2016 tartışmalarına başka bir açıdan katıldı: 2009 UEFA Finali'ne ev sahipliği yapmış stadyumlarının neden EUR0 2016 için düşünülen stadyumlar arasında olmadığına dair, gerek TFF'ye gerekse başka mercilere ilginç sorular ve sorularla beraber ilginç suçlamalarda bulunmuş. İşte açıklama şu:

"Türkiye, Euro 2016'ya aday oldu; TFF 2009 UEFA Finali'nin oynandığı Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu'nu aday stadyumlar arasında göstermedi!


EURO 2016 adaylık başvurusu çerçevesinde, TFF'nin organizasyon logosunun tanıtıldığı ve maçların oynanacağı statların açıklandığı toplantı, geçtiğimiz hafta gerçekleştirilmiştir. Organizasyonun gerçekleştirileceği stadyumlar arasında 2009 UEFA Kupası Finali'ne ev sahipliği yapmış, ülkemizin en modern ve en güzel stadyumu olan Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nun yer almaması bizleri son derece şaşırtmıştır.



Üzülerek ifade etmek isteriz ki, bu durum, bugünkü TFF'nin yönetim anlayışının geldiği noktanın kamuoyu tarafından anlaşılması bakımından son derece iyi bir örnektir. Bu kararın alınmasında yoğun çabaları olduğunu bildiğimiz, TFF Genel Sekreteri Ahmet Güvener'in ve Genel Sekreter Vekili Orhan Gorbon'un profesyonel yöneticiler olarak, kulübümüze karşı asla tarafsız olamayacakları bu karar ile bir kez daha ortaya çıkmıştır. Önce ulusal basına, kasıtlı olarak stadımızın çevresinde otopark sorunu olduğu şeklinde haberler sızdırılmış, bu şekildeki haberler hemen sonrasında TFF tarafından yalanlanmış ve sonuçta kamuoyu geçtiğimiz hafta açıklanan karara hazırlanmıştır. Bugün proje ve çizim safhasında olan (aday) stadyumların, EURO 2016'ya hazır olacağına inananların, stadımızın çevresindeki bugünkü otopark sorununun 2016'ya kadar çözülemeyeceği gerekçesi ile aldıkları karar ciddiyetten ve objektiflikte uzaktır. Bunun da ötesinde, TFF tarafından alınan karar, 2009 UEFA Kupası Finali'nin stadımızda oynanmasına karar veren UEFA'nın stadımızın yeterliliği konusunda aldığı kararın inkarı niteliğindedir. TFF Başkanı Sayın Özgener tanıtım konuşmasında, "Türkiye'nin son olarak, 2009 UEFA Kupası Finali'ni düzenleyerek uluslararası organizasyonlardaki rüştünü ispat ettiğini" söylemiş, ancak ne var ki TFF'nin rüştünü ispat ettiği final maçının oynandığı stadyum olan Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu, EURO 2016 Finalleri'nin oynanacağı stadyumlar arasına girememiştir. Bu durum karşısında bizler, TFF'nin rüştünü ispat ettiğine ilişkin TFF Başkanının iddialı açıklamalarına şüpheyle bakmaktayız. Kuvvetle muhtemeldir ki, bu açık çelişki üzerine her vesileyle stadımıza olan beğenisini açıklayan başta Sayın M. Platini olmak üzere UEFA yetkilileri de TFF'nin rüştünü ispat ettiğine dair, Sayın Başkanın açıklamasına itibar etmeyeceklerdir.



TFF'nin adaylık başvurusunun değerlendirileceği, Mayıs 2010 tarihinde UEFA tarafından başvurunun kabul edilmesi halinde ve ancak bu tarihte başlansa bile en geç 2016 yılında stadımızın çevresindeki otopark sorunu kalıcı olarak kolaylıkla çözülebilecek bir durumken, bugün mevcut çevresel durum, stadımızın EURO 2016'da ev sahipliği yapacak stadyumlar arasında olmamasına gerekçe olarak gösterilmiştir. Hal böyleyken henüz tek bir kazma vurulmamış stadyumların EURO 2016'ya hazırlanmasının bir sorun olarak görülmemesi ise tam bir çelişkidir.


Spor kamuoyu, konuyla alakalı olarak aşağıdaki soruların cevaplarını öğrenme hakkına sahiptir.


-Organizasyona ev sahipliği yapacak şehir ve stadyumların, organizasyon komitesi tarafından belirlenmesinde hangi kriterler etkili olmuştur? Stat ve şehir seçiminde dikkate alınan yegane kriter büyük oranda seçilen stat ve şehirlerin TFF Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerinin yaşadıkları şehirler olmaları mıdır?

***

-En az seçilen şehirler kadar potansiyelleri olan Trabzon, Ş.Urfa, Diyarbakır gibi şehirler böyle bir organizasyon için ev sahipliği yapmaya neden layık görülmemiştir.? Bunun herkesçe kabul edilebilecek mantıklı bir izahı var mıdır? Bu iller, 2016'ya kadar hangi kriterleri sağlayamayacağı düşüncesiyle bu organizasyon çerçevesinde yer bulamamıştır?


***


-Bu şehirler arasında yedek şehirler varsa, yedek olarak düşünülen şehirleri esas şehirlerinden ayıran ince kriter nedir? Bu yedek şehirler, esas şehirler kadar organizasyonu yapma yeterliliğine sahip olarak görülüyorsa neden yedekte tutularak organizasyonun ülkemizin bir bölümünde toplanmasına karar verilmiştir? Bu durum, organizasyonun alınması halinde büyük yatırım olanaklarına kavuşacak aday şehirlerin seçiminde TFF Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin ne denli etkili olduklarını göstermez mi?

***


-Asya ve Avrupa kıtaları arasında uzanan İstanbul, ev sahibi adayı olduğu her organizasyonunda "kıtaları birleştiren şehir" imajı ile ön plana çıkmış ve bu güçlü yönü ile aday olduğu her organizasyonda ev sahipliğine seçilmişken, İstanbul'un Asya kıtasında bulunan parçasının ve bu parçasında mevcut potansiyelin EURO 2016 organizasyonu dışında tutulmasının akla sığan bir izahı var mıdır?

***

-Organizasyonun dışında kalan bu büyük alanın kapasitesi ve potansiyeli diğer aday şehirlerin toplamından daha büyük değil midir? Bu durum hangi objektif gerekçe ile komite tarafından göremezden gelinmiştir?

***

-Avantajlar ve dezavantajlar bir arada değerlendirildiğinde, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nun bu organizasyonun Türkiye'ye alınmasına ve başarılı ile organize edilmesine sağlayacağı büyük fayda nasıl olmuş da göz ardı edilmiştir?

***

-Organizasyon komitesinin, adaylık sürecindeki bütçesi nedir? EURO 2008 ve EURO 2012 adaylık süreçlerindeki bütçeler ile kıyaslanırsa EURO 2016 adaylık bütçesi EURO 2008 ve EURO 2012'nin adaylık bütçesinin kaç katı olmuştur?

***

-EURO 2016 Organizasyon komitesinin içinde bulunan Sayın Ahmet Güvener ve Sayın Orhan Gorbon, stadyum inşaatı ve renovasyon projeleri ile spor organizasyon, danışmanlık, araştırma, inceleme konularında faaliyet gösteren bir büyük yabancı şirketin Türkiye Temsilciliğinde bulunmuşlar mıdır? Halen bu temsilcilikleri faaliyette midir? Bu temsilcilikleri üzerinden TFF'ye herhangi bir iş yapmışlar mıdır?

***

-2009 UEFA Kupası Finali'nin organizasyonu işi, Sayın Ahmet Güvener'in TFF Genel Sekreteri olduğu dönemde, başka bir teklif alınmaksızın, TFF tarafından, dışarıdan Sayın Orhan Gorbon'un sahibi olduğu bir şirkete verilmiştir. Bu şirketin, başka bir teklif alınmaksızın, bu önemli işi almasını sağlayan üstün yönü nedir? Sayın Orhan Gorbon'un bu şirketine, TFF tarafından söz konusu organizasyon ile ilgili ne kadar ücret ödenmiştir?

***

-EURO 2016 Organizasyonu kapsamında yapılması planlanan stadyumların, mimari konsept proje işi için teklif veren şirketlerin arasında Sayın Ahmet Güvener ve Sayın Orhan Gorbon'un halen Türkiye temsilcisi oldukları şirkette var mıdır? Bu şirketin verdiği teklifin tutarı nedir? Söz konusu iş, bu şirketin teklifinin şüpheli görülmesi üzerine çok daha düşük bir fiyatla başka bir şirkete verilmiş midir?


***

-EURO 2016 için büyük ölçüde yeni bir mimari uygulama ya da yenilemeye ihtiyaç bulunmayan, "Hazır bir stadyum durumunda" olan Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nun EURO 2016 için düşünülmemesinde bu durumun herhangi bir etkisi olmuş mudur?

Yetkililerden, kamuoyunun aydınlatılması adına bu soruların cevaplanmasını bekliyoruz.



Fenerbahçe Spor Kulübü"

Açıklamanın Adresi:
http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=18123

Peki sizce Fenerbahçe haklı mı?

Taç Atışları Ayakla Kullanılsın (mı)



Söz bana ait değil, Arsene Wenger'in... Taç atışlarının ayakla kullanılmasının oyuna daha fazla tempo getireceğini söylemiş. Frikiklerde bazen kaybedilen zamanları düşündüğümde, Wenger'in açıklaması bana çok samimi gelmedi. Zaten, açıklamasının devamını okuyunca derdi anlaşılıyor: Rory Delap'in yarattığı uzun taç fenomeninin ligde yeni bir trend başlatmasından korkuyor tecrübeli hoca. Delap, şu an Premier Lig'in uzun taçlarda açık ara en tehlikeli oyuncusu, topu 38 metre uzağa kadar sert bir şekilde fırlatabiliyor. Takımı Stoke City bu sayede pek çok gol kazandı, hatta kaybedebileceği maçlardan (geçen sezonki Everton maçı gibi) zor da olsa puan almayı başardı.

Aşağıda, Delap hayranı İrlandalılar tarafından hazırlanmış bir "tribute" videosu var. Burada da görüldüğü gibi, Delap taç atmadan önce geriye çekiliyor ve takımın ceza sahası içinde pozisyon almasını bekliyor. Stoke onun bu kornervari taçları sayesinde ciddi ekmek yedi. Tabii bütün bu hazırlık süresince oyunun temposu düşüyor, fakat Delap'in bu fenomen hale gelmiş taçlarının da oyuna ayrı bir hava kattığı kesin. O kadarcık bekleme de, için heyecanı yükselten anı oluyor.



Delap'in taçları Premier Lig'de o kadar ciddi bir problem yaratmış ki, the Guardian Blog'da "Delap'ı Taçlarından Stoke'un Gol Atması Nasıl Engellenir?" başlıklı uzunca bir makaleyi geçen sene yayınlamışlar.

Delap ile ilgili bir başka güzel yazı da Noatsamisa'da, orada da kendisinden detaylı olarak bahsediliyor.

Biz zamanında, Mutlu Topçu'nun taç atışlarına hayranlıkla bakardık. Fakat Delap, Mutlu'nun en uzun tacının bile yaklaşık 1,5-2 katı uzak mesafelere topu fırlatıyor. Düşündüm de, keşke 100. yıl kadrosunda Delap Beşiktaş'a gelseymiş; böylece Cordoba'nın degajlar ve Delap'ın taçlar ile hiç korner ya da frikik kullanmadan bile şampiyon olurmuşuz.

Zara Aralık LookBooktan Seçmeler


Zara Aralık Lookbooktan seçmeler yaptım.Özellikle omuz detaylarını heryerde görmeye başlamışsınızdır.
Bu modayı ilk takip edip koleksiyonuna yer verenlerden bir tanesi Zaraydı.Şimdi bir çok üründe güçlü omuzları görmeniz normal.
Benim merak ettiğim omuz detaylı ürünlerin trend olduğunu söylüyorum.Kaçımız bunu gerçekleştiriyor?.Benim iki tane omuz detaylı giysim bulunmakta.Birisi pul detaylı diğeri ise drapeli.


Zaranın bu koleksiyonunda yapay! kürke rastlamadığım için biraz şaşkınlık yaşadım.Yine tek omuzlu giysiler,drapeler ve transparan dantel detayları bulabilirsiniz.

Benim ise bu koleksiyonda en çok dikkatimi çeken mükemmel saç bantlarıydı!
Fiyonklu ve taşlarla süslü olana Bayıldım!

Müjdeli birde haberim var artık Jojeeyle daha yakın olabileceksiniz.Facebookta bir hayran sayfası açtım bende.Aynı zamanda mesaj yazıp benimle direk iletişime geçebileceğiniz profilimde bulunmakta.Facebookta Jojikmoda yazınca direk karşınızdayım ;)Facebook sayfası için Jojikmoda Tık Tık

KÜNEFE(PEYNİRLİ TEL KADAYIF)


En sevdigim tatlı çeşididir desem abartmış olmam herhalde.Aslında birçok insana peynir ile şeker karışımı ilginç gelmiştir.Buna eşim de dahil.Uzun zaman boyunca eşimin bu tatlıya alışmasını bekledim.Şimdiler de biraz biraz yemeye başladı.Antalyaya ilk geldigimiz de bu tatlıyı gerçekten hakkıyla yapan bir yer bulabilmek için çok araştırdık ve birçok yerde yedigimiz künefeler bizi hayal kırıklıgına ugrattı.En son dedim ki kendime niye kendin evde denemiyorsun.Ve denemeye karar verdim.Kilis de yedigim künefelere çok benzemese de yedigim birçok künefeden iyiydi bundan emin olalirsiniz.İşte tarifim.
Künefe Malzemeleri:

  • 250-300 gr. tel kadayıf
  • 100-150 gr. tereyag
  • 150 gr. tuzsuz dil peyniri(asıl künefe peyniri Antakya da bu tatlı için özel satılan tuzsuz bir peynir.Eger mandıralarda böyle bir peynir bulursanız tadı daha güzel olur.)
Şerbeti için malzemeler:
  • 2 su bardagı toz şeker
  • 1,5 su bardagı su
  • 1-2 damla limon
Şerbeti için şekerle suyu kaynatalım.Ve kıvam alınca limonu damlatalım(biraz koyu bir kıvam olursa daha iyi olur) altını kapatalım ve ılımaya bırakalım.Tepsimizi(tepsinin boyutu küçük olmalı künefe özel tepsilerinde yaparsanız daha iyi sonuç alırsınız) tereyagla yaglayalım.Ayrı bir yerde tel kadayıfları dogradıktan sonra elimizle didikleyelim.Bu arada kalan tereyagını eritelim ve ılımaya bırakalım.Didiklemiş oldugumuz tel kadayıfların içine ılımış tereyagını ekleyerek iyice karıştıralım ki bütün tel kadayıflar yagı yesin.Tel kadayıfların yarısını yaglanmış tepsiye koyup elimizle iyice bastırarak yerleştirelim.(bu aşamada daha küçük bir tepsiyle kadayıfın üstüne bastırarak iyice sıkışmasını saglayabilirsiniz.)Di,l peynirimizi ince ince ayırıp kadayıfın üstüne yerleştirelim.Kalan kadayıfı da peynirin üstüne yerleştirip yine iyice sıkışmaları için bastıralım.180C önceden ısıtılmış fırına verelim ve üstü pişen kadayıfı başka bir tepsi aracılıgıyla ters yüz edelim ve tekrar fırına verelim.Pişen künefeyi fırından çıkardıktan sonra üstüne ılımış şerbeti dökelim.Ve sıcakken dilimleyip servis edelim.
Afiyet olsun.

Sex And The City 2!



Tahmin etmenize gerek yok ben bir Sex and the City fanıyım.Hemde tutkuyla bağlı olanlarından.
Dizi sezonlarını tekrardan yeniden izleyenlerdenim.Ve internetim olmadığı anlarda ya da film izlemek istediğimde Sex and the city filmini tekrardan belki 30. kez olmuşssa bile bıkmadan izleyen cinslerden.
Hangisini daha çok seviyorsun derseniz?Hepsini derim.Çünkü her küçük ayrıntı da kendi içimdeki Carrie'yi,Samantha'yı,Miranda'yı ve Charlotte'u buluyorum.

Sex and the city 2 yolda.Merakla bekliyorum hatta fragmanını izlerken çocuk gibi zıplıyorum.;)Bazıları beni kaçık olarak düşündüğünden bile eminim şuanda.Yok yok bayanlar sadece bir dizi içindeki karakterleri sanki arkadaşım gibi hissediyorum.Aynı sizi tanımasamda orda olduğunuzu bilerek hissettiğim gibi.

Şimdi youtube fragmanlarını izleyemeyen için fragman geliyor.İyi seyirler
.

Deri lekelenmelerine lazerli tedavi


Deri lekelenmelerine lazerli tedaviYaş ilerledikce, güneş ışınları ve çeşitli sebeplerle oluşan deri lekelenmeleri çoğumuzun kabusudur.
Ancak teknoloji bu soruna da çözüm sunuyor. Acıbadem Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Acıbadem Maslak Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emel Erkek deri lekelenmelerine karşı uygulanan en son yöntem olan ‘lazer tedavisi' hakkında bilgiler verdi.


Lazer normal deriye zarar vermeden tedaviyi sağlıyor

Leke tedavisinde yeni geliştirilmiş bir teknik olan lazerde, özel dalga boyunda ışınlar kullanılarak pigment içeren hücrelerin harap edilmesi, deriye renk veren melanin pigmentinin yıkılması veya derinin en üst tabakasının soyulması ile lekeler kayboluyor. Lazer sistemleriyle yapılan uygulamalarda etraftaki normal deriye zarar vermeden lekelerin tedavisi mümkün oluyor. Lazer hem yüzeysel, hem de derin lekelerin tedavisinde başarı ile kullanılıyor. Lazerle leke tedavisi en sık yüze yapılmakla birlikte boyun, el üstleri ve diğer vücut bölgelerine de uygulanabiliyor.

Lekelenme daha çok yüz, boyun ve el üstlerinde oluşuyor

Deri lekelenmeleri ilerleyen yaş ve güneş ışınlarının yanı sıra hormonal, genetik faktörler, ilaç ve kozmetik kullanımının yanı sıra metabolik hastalıklar sebebiyle de oluşabiliyor. Lekelenme doğumsal olabileceği gibi, sonradan da edinilebiliyor. Derinin en üst tabakası veya deri altı tabaka ile ilişkili olabilen lekelenme, mekanizma olarak melanin pigmentinin artışına veya melanin-dışı pigment birikimine bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Daha çok koyu tenli kişilerde görülen deri lekelenmesi yüz, boyun V'si ve el üstleri gibi kronik olarak güneşe maruz kalan deri bölgelerinde belirgin oluyor.

Leke yüzeysel ya da yeni ise tedaviye yanıt şansı yüksek!

Çoğu zaman kozmetik problemden ibaret olan deri lekelerinin bazıları kansere dönüşüm olasılığını barındırıyor. Güneş ışınlarının yalnızca lekelenme oluşumunda değil, varolan leke bölgelerinin kararmasında ve leke üzerinde kanser oluşumunda da önemli rolü bulunuyor. Leke tedavisinde en temel prensip güneşten korunmadır. Bu sağlandıktan sonra lekelenmenin tipine göre uygun tedavi seçenekleri gözden geçirilebiliyor. Genel olarak lekelenme ne kadar yüzeyselse ve ne kadar yeni ise, tedaviye yanıtı o derece olumlu oluyor.


Cilt problemine etkili çözümler

Cilt problemine etkili çözümler10 Cilt problemine etkili ve pratik çözümler.


Mükemmel bir cilde sahip olmak için artık iyi bir rehberiniz var. Kızarıklıklardan tutun da geniş gözeneklere kadar çoğu kadının muzdarip olduğu cilt problemlerini ve çözümlerini sizler için araştırdık.


Cilt problemlerinizle savaşmak istermiydiniz?

1- Kızarıklığı azaltın!
Sebebi tam olarak bilinmese de, ten rengi açık olanların cildi daha çok kızarır. Bu çok sık rastlanan bir cilt problemidir.

Evde: Kan damarlarının genişlemesine neden olan acı ve baharatlı yiyeceklerden, alkolden kaçınmakla işe başlayabilirsiniz. Cilt bakım ürünleri seçerken, sonu asitle biten ve cildi tahriş etme potansiyeli bulunan içeriklerden uzak durun. Bunların yerine, kızarıklıkları yatıştıran koyungözü, meyankökü ve kahve ekstreleri içeren ürünleri tercih edin. La Roche-Posay Rosaliac Anti-Redness Moisturizer nemlendiriciyi deneyebilirsiniz. Ayrıca mutlaka yatıştırıcı bir temizleyici ve tonik kullanın. Tonik, cildin pH dengesini korur ve nemlendiricinin daha iyi nüfuz etmesini sağlar. Temizleyici olarak Murad Soothing Gel Cleanser'ı deneyin.

Profesyonel bakım: Hiç geçmeyen bir kızarıklığınız varsa, geniş bir tetkik için dermatologa görünün; bir deri hastalığı olan rosacea'nız olabilir. Ama eğer cildiniz sadece ekstra hassassa, metroniadazol gibi topikal antibiyotikler onu sakinleştirebilir. Ayrıca kızarmayı ve yağ üretimini azaltmak için düşük dozlarda botoks da enjekte edilebilir. Eğer damar çatlaması varsa lazerlere başvurabilirsiniz. Çatlak kan damarlarını hedef alıp onları yok etmede çok başarılı sonuçlar verir.

2- Yaşlanan dudaklarınızı dolgunlaştırın!

40'larınıza geldiğinizde dudaklarınızın inceldiğini ve kenarlarının sarkmaya başladığını fark edebilirsiniz.

Evde: DuWop Lip Venom gibi esansiyel yağlar içeren dudak dolgunlaştırıcılar geçici ama harika birer çözüm. Eğer dudaklarınızda yanma hissinden hoşlanmıyorsanız, uzun süreli dolgunluk için peptid içeren Darphin Age Defying Lip Balm benzeri ürünleri deneyin.

Profesyonel bakım: Angelina Jolie'ninkini andıran dudaklara giden yol dolgu maddelerinden geçiyor. Restylane, dudak kenarlarını belirginleştiren daha sert bir jel, Juvederm ise daha yumuşak ve bütün dudak dokusuna yayılıyor.


3- Koyu halkaları silin!

Göz çevresi sorunları, genetik, ince cilt veya uykusuzluk gibi farklı faktörlere bağlı olabilir.

Evde: Bazı içerikler koyu halkaların tedavisinde ve önlenmesinde işe yarayabilir ama sorunu tamamen çözmez. Mor görünümün hafiflemesi için kılcal damarları sıkılaştırıcı özelliği bulunan kafein içerikli ürünleri tercih edin. Böylece cildin koyu renkte görünmesine neden olan kan toplanmasını önlemiş olursunuz. Peptidler ve retinoidler, kolajeni uyararak kan damarlarının üzerindeki cildi kalınlaştırır ve çizgileri yumuşatırlar. Kremden daha etkili olan ve nemlendirici altına sürüldüğünde içeriklerin cilde daha iyi nüfuz etmesini sağlayan bir serum kullanmanızda da fayda var. Shiseido Benefiance Nutri-Perfect Eye Serum iyi bir seçim olabilir. Ama unutmayın, hiçbir şey sekiz saatlik bir uyku kadar etkili olamaz!

Profesyonel bakım: Koyu halkaları yok etmenin en iyi yolu dolgu maddeleridir. Göz çevresine Restylane enjekte ettiğinizde, halkanın göründüğü çukur bölgeyi doldurmuş ve böylece cildin dokusunu kalınlaştırmış olursunuz.

4- Yaşlılık lekeleriyle savaşın!

Yaşlılık lekeleri, korunmasız şekilde güneşe çıkmanın sonuçlarından biridir.

Evde: Güneşten korunmak, yaşlılık lekelerini önlemek için başlıca yoldur. Antioksidanlar içeren Estee Lauder Dayuear Plus Multi-Protection Anti-Oxidant Lotion SPF 30 losyonu kullanabilirsiniz. Varolan lekeleri ise glukosamin ve C vitamini içeren DDF Discoloration Reversal-Pod ya da Clarins Bright Plus HP Intensive Brightening Botanical System ürünleriyle azaltabilirsiniz.

Profesyonel bakım: Dermatologlar, genellikle hidro-kinon gibi topikal bir renk açıcı tavsiye ederler. Bu konuda farklı görüşler olsa da, şimdiye kadar yapılan çalışmalar bu maddenin insanlarda kansere neden olmadığını gösteriyor. Derin lekelerden kurtulmak için ise lazer tedavilerinden faydalanabilirsiniz.

5- Kırışıklıkları önleyin!

201i yaşlarınızda önlem alın, 40'larınızda tedavi edin.

Evde: Kolajen kırılmasını önlemek için cildinizi gün boyunca antioksidanlarla ve MMP önleyici içeriklerle koruyun. Ve her zaman güneşten koruyucu ürünler kullanın. Peter Thomas Roth Ultra Lite Oil-Free Sunblock SPF 30'u deneyebilirsiniz. Gece ciltteki kolajen üretimini artırmak için retinol ve pep-tid içeren ürünleri tercih edin. N.V Perricone M.D. Neuropeptide Deep Wrinkle Serum ve Roc Correxion Night Cream'i kullanabilirsiniz.

Profesyonel bakım: Retin-A gibi retinoidler kırışıklıkları azaltırlar, ama daha derin olanlar için en iyi çözüm dolgu maddesi enjeksiyonlarıdır. Daha öncekiler birkaç ay boyunca etkili oluyordu. Mimik çizgilerini önlemek için de bu kırışıklıklara neden olan kasları paralize eden Botox kullanın!

6- Cilt dokusunu düzeltin!

Güneşin yıllar boyunca verdiği zarar sonucunda cilt kalınlaşır, üzerinde ölü ve sert bölgeler oluşur.

Evde: Hücre yenilenmesini hızlandırmak için Avene Diacneal gibi retinol içeren ürünler kullanın. Cilt yüzeyini lipid içeren ürünlerle de yumuşak tutabilirsiniz. Bunun için içerisinde seramid bulunan kremleri tercih edin. Elizabeth Arden Ceramide Plump Perfect Moisture Cream SPF 30'u deneyin.

Cilt düzensizlikleri için en iyi çözüm dermatolog ofislerinde yapılan peeling işlemleridir. Cildin anında yumuşamasını ve gözeneklerin küçülmesini sağlarlar.

7- Akneyle savaşın!

Sivilce sadece ilk gençlik döneminde rastlanan bir sorun değil. Her yaşta, hatta menopoz sonrasında bile ortaya çıkabiliyor.

Evde: Yüzünüze çeşit çeşit ürün sürmeden önce içeriklerine bir göz atın. Sivilcelerinizin nedeni kullandığınız kozmetik ürünler olabilir. Kullanacağınız ürünün etiketinde nonkomedojenik yazdığından emin olmalısınız. Sivilcelerle savaşmanın en iyi yolu mu? Benzoyl peroxide ve salisilik asit içeren tonik ve temizleyiciler. Dermalogica Medibac Overnight Clearing Gel'i deneyin. Ama bu içerikler cildi tahriş edebilirler, bu nedenle hassas bir cildiniz varsa nemlendirici de içeren Dermalogica Ultra Calming Cleanser gibi ürünleri tercih edin.

Profesyonel bakım: Eğer menstrüasyon günlerinizle akneleriniz arasında bir ilişki olduğunu düşünüyorsanız, doğum kontrol hapları en iyi çözüm olabilir. Bir başka çözüm de sivilceleri topikal antibiyotiklerle tedavi etmektir. Ciddi akne problemleri için dermatologlar, oral antibiyotikler yazabilirler. Cildinizin genel durumunu iyileştirmek için ne yapabilirsiniz? En iyi yöntem, dermatolog ofislerinde uygulanan ışık terapisi. Bu tedavi, porların içini boşaltarak temizleyen bir vakum ve bakterileri öldüren IPL (Intense Pulse Light) sisteminden oluşuyor. Hem anında, hem de uzun süreli etkilerini görebilirsiniz.

8- Gözenekleri küçültün!

Yaygın inanışın aksine gözeneklerin boyutları değişmez. Ama cildiniz yaşlandığında daha geniş görünürler.

Evde: L'Oreal Skin Genesis Pore Minimizing Skin Re-Smoother nemlendirici veya Neutrogena Deep Clean jel temizleyici gibi salisilik asit ve retinol bazlı ürünlerle cildinizin yağ üretimini azaltın ve gözeneklerin içini temizleyin. Ayrıca, ışık yansıtıcı özellikleri olan ürünlerle gözenekleri çabucak kamufle edebilirsiniz.

Profesyonel bakım: Smoothbeam gibi nonablative lazerler gözenekleri küçültme konusunda çok derece etkili sistemlerdir.

9- Kuru cildi nemlendirin!

Cilt kuruluğu sıcak havalarda bile sorun olabilir.

Evde: Epidermal bariyeri korumak için cildin pH'ını dengeleyen yumuşak bir temizleyici kullanın. Gliserin, hyalüronik asit ve üre gibi nemlendiriciler içeren ürünleri tercih etmenizde de fayda var. Neutrogena Ageless Essentials Continous Hydration SPF 25'i deneyin.

Profesyonel Bakım: Ölü cilt hücreleri üst üste birikip, cilt üzerinde kalın bir tabaka oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle, nemlendirici bakımlar yumuşak ve ışıltılı bir cilt için vazgeçilmezdir. Bir cilt bakım uzmanı, cildinizi nazikçe soyduktan sonra nemlendirici maske ve kremlerle bakım yapabilir.

10- Donukluğu giderin!

Yaşla birlikte hücrelerin kendilerini yenileme hızları azalır ve cildin üst tabakası kalınlaşır. Bunun sonucunda, cilt tonunda ve ışıltısında azalma meydana gelir.

Evde: Peeling, ölü hücreleri temizlerken donukluğu da giderir. Clinique Exfoliating Scrub'ı deneyebilirsiniz. Ama kuru cilde haftada iki kereden fazla peeling uygulamamaya özen gösterin. Anında ışıltı için Peter Thomas Roth Radiance Oxygenating Masque'i kullanabilirsiniz. Bu etkili maske, içeriğindeki meyankökü ile cildi aydınlatıyor.

Profesyonel bakım: Dermatolog ofislerinde yaptıracağınız peeling'ler ile evde uygulayacağınız bakımlar birbirini tamamlayacaktır. Bu sayede çok daha kalıcı sonuçlar elde edersiniz. Cildinizi bir bütün olarak canlandırmak ve gençleştirmek için lazer sistemlerine başvurabilirsiniz.


27 Aralık 2009 Pazar

Kim Bu Enayi?



Fotoğrafı dirtytackle.net'te buldum. Oraya gidip kopya çekmeden fotoğraftaki, olası köpekbalığı yeminin adını bilen var mı?

İpucu: Arkadaş İspanya'da oynuyor ve kaşlara dikkat...



26 Aralık 2009 Cumartesi

48 saatte 2 lig maçı - federasyon uyuyor mu?


ingiliz Premier Ligi'nin sürpriz 4.lük adaylarindan Tottenham dün (26 Aralık'ta) 15:00 de Fulham'la deplasmanda maç yaptıgı maçı 0-0 beraberlikle tamamladı. Yarın ise (28 Aralık) kendi evleri White Hart Lane'de West Ham United'la oynayacaklar, maç saat 12:45'te. Yani 48 saat içinde 2 lig maçı... Buyrun buradan yakın...

Türk Basınında İntihal Sorunu: Jovanoviç Fener'e Göz Kırptı


NTVMSNBC ve Radikal.com.tr Türkiye ile ilgili haberleri takip ettiğim yegane internet siteleri... Bu sabah iki medya kuruluşunun Jovanoviç haberinde ilginç bir şekilde birbirlerini tekrarladıklarını gördüm. Bu sıradan bir benezerlik değil. Başlığın aynı olmasının dışında yazının içinde de birebir copy-paste'lik alıntılar var. Radikal yazının kaynağını Anadolu Ajansı olarak göstermiş, fakat NTVSPOR'da kaynak olarak NTVSPOR ve ajanslar yazıyor. Gazetelerin ve televizyonların internet sitelerinin çok kötü yönetildiğini biliyoruz, fakat NTV ve Radikal bu piyasada kaliteleriyle öne çıkan isimler. Böyle baştan savma iş çıkaran elemanlarla çalışmaktan umarım vazgeçerler.


Hediyelerim

Sevgili arkadaşım biyasimadahagirdim blogunun 1. yılı nedeniyle bir çekiliş düzenledi ve ben ilk defa bu kadar şanslı oldum. Hediyelerine bayıldım gerçekten tekrar teşekkürler canım..




Rossi ve attığı son 2 gol


İlki burada, topu havada kontrol ve vuruş arasında sanırım 2 nanosaniye var




Ikincisi de bu videonun 3. dakikasında



Ne dersiniz italya'nın Dünya Kupası'nda şansı var mı?

25 Aralık 2009 Cuma

Kapı Çelengi

Biz kapı çelengimizi ellerimizle yaptık. Çocuklar ellerini yeşil fon kartonuna çizip kestiler. Bende çelengin zeminini kırmızı oluklu kartondan hazırladım birde fiyonk yaptım. Kesilen elleri sırasıra yapıştırdık.




ŞIHIL MAHŞİ



Kabak dolmasının Kilis yöresine ait yapılış şekli.Diger kabak dolmalarından farkını okuyunca anlayacaksınız.Aslında bu yemek Kilis de taze acur ile içine sarı leblebi katılarak yapılır ama ben kabakla ve içine leblebi kullanmadan yaptım.Kilis,Suriye sınırına çok yakın oldugu için yemeklerin belki de birçogu bu kültüre aittir.Ve o yüzden yemekleri size degişik gelebilir.

Malzemeler:
  • 1 kg küçük kabak
  • 150 gr. kıyma
  • 1 adet kuru sogan
  • 2-3 adet domates
  • 2-3 adet sivri biber
  • 1 yemek kaşıgı biber salçası
  • bir miktar maydanoz
  • tuz,karabiber
  • 1 kahve fincanı sarı leblebi(istege baglı)
Kıymayı, küçük dogranmış soğan ile birlikte kavurun.Kavrulan kıymanın içine salça ekleyin ve kavurmaya devam edin.Sonra içine yemeklik dogranmış domatesi ve küp küp dogranmış biberleri ekleyerek çok az pişirin.Tuz, karabiber, leblebi ve kıyılmış maydanozu ekleyip altını kapatın.Kabakların kabuklarını incecik soyun.(incecik soyulması önemli aslında ben kabagı alacalı olarak soyuyorum öyle de güzel oluyor)İçlerini oyarak boşaltın.Bir tavaya çok az sıvı yağ koyun ve kabakları kızartın.Kızaran kabakları bir peçetenin üzerine alarak fazla yağını çekmesini sağlayın.Soguyan kıymalı içi kabakların içine doldurun.Şıhıl Mahşi de pirinç olmadıgı için kabakları aldıgı kadar iç ile doldurun.Bir tencereye kabakları dik olarak dizin.2 Su bardağı kadar su ekleyip, su kaynayıncaya kadar orta ateşte, kaynayınca altını kısıp 20-25 dk. kadar pişirin.
Afiyet olsun.

24 Aralık 2009 Perşembe

arpa şehriye salatası..

arpa şehriye salatası

örgü dünyasında 3, mutfak etkinliği olarak salata ve bulgur işi yapıyoruz ve ben de severek yediğimiz arpa şehriye salatasını yaptım ve sizlerle paylaşmak istedim.bu arada forumumuza herkesleri bekleriz..

Malzeme:

  • 1 paket arpa şehriye
  • sarımsaklı yoğurt
  • mayonez
  • 2-3 havuç
  • salatalık turşusu
  • 2-3 taze salatalık
  • dereotu-maydanoz

yapılışı:

  • arpa şehriyeleri haşlıyoruz.
  • diğer tarafta sarımsaklı yoğurdun içine mayanoz -salatalık turşusu-taze slatalık-dereotu maydanoz ve rendeleyip sıvıyağda sotelediğimiz havuçları katıp karıştırıyoruz.
  • arpa şehriyeler haşlanıp süzüldükten sonra harçla birleştiriliyor ve afiyetle yiyoruz.

afiyetler olsunn..

KAYMAKLI AYVA TATLISI



Bugüne kadar evde hiç denemedigim bir tatlıydı ama sitelerde ki görüntü öyle muhteşemdi ki beni hep cezbediyordu.Sonun da yaptım ve bugüne kadar evde neden hiç yapmadım diye de hayıflandım.Ama bizimkiler yani baba-ogul yeni tatlara hep kapalı oldugu için oturup kendim yedim.İyi de yapmışım.Bir daha bu lezzetten kendimi mahrum etmeyecegim.

Ayva tatlısı malzemeleri:
  • 5 adet ayva
  • 3-4 su bardagı toz şeker
  • çay kaşıgının ucuyla gıda boyası(örgücü ninem bana gıda boyası yerine aynı zamanda lohusa şerbeti yapımında kullanılan kızamık şekeri de aynı işi görüyor diye yazmış ben denemedim ama sizler gıda boyasına karşı iseniz kızamık şekeri ile de deneyebilirsiniz.)

İç Malzemeleri:

  • 1 adet elma
  • 1 çay bardagı ceviz
  • 1 yemek kaşıgı toz şeker
  • 1 çay kaşıgı tarçın
  • Kaymak(üstüne)(ben Dr.Oetker'in Kaymak tadında Şantisini kullandım gayet güzel oldu)


Ayvaları yıkayıp, ikiye bölün ve kabuklarını soyup çekirdekli bölümünü oyun ve kararmaması için limonlu su dolu kabın içine atın.(ama çekirdeklerini atmayın)Diğerlerine de aynı işlemi uygulayın.Yayvan bir tencereye ayvaları dizin.Bir tutam ayva kabuğu ve çekirdeklerinden içine atın.1 su bardağı soğuk suyun içinde gıda boyasını inceltin.Ayvaların üzerine tüm şekeri göbekleri öncelikli olmak üzere boşaltın ve gıda boyalı suyu tencereye boşaltın. Ayvaların yarısını geçinceye kadar su ilave edin.Ocakta yavaş yavaş ayvalar yumuşayıncaya kadar pişirin.Bu arada iç malzemesini hazırlayalım elmayı rendeleyin ve diğer iç malzemeleriyle karıştırın.Ve ocakta kısık ateşte elma suyunu salıp çekinceye kadar pişirin.Ocaktan soğuması için alın. Ayvalar kıvamına geldikten sonra göbekleri yukarıya gelecek şekilde kenarları yüksek bir borcama dizin. Şerbetin içinden kabukları ve çekirdeklerini alın ve bir miktarını ayva dizili tepsinin içine dökün.İç malzemeyi ayvaların cukur yerlerine paylaştırın.Üzerlerine birer tatlı kaşığı kaymak koyun. Buzdolabında 1 saat beklettikten sonra servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun.

23 Aralık 2009 Çarşamba

İlk Yarının Hayal Kırıklığı: Sercan Yıldırım


Bu sezon büyük patlama yapması beklenen ve uğruna milyonlarca dolar reddedilen Sercan, bence bu sezonun ilk yarısının en büyük hayal kırıklığı oldu. Sercan 12 maçta oynamış. Sadece 2 gol atabilmiş ve asisti yok. Bursaspor'un bu kadar başarılı olduğu bir sezonda Sercan'ın etkisiz kalmasının sebebi ne olabilir merak ediyorum. Sercan abartılmış bir oyuncu mu? Daha gelişmeye mi ihtiyacı var? Yoksa sadece şannsız bir sezon mu geçiriyor? Bursa'yı ve Sercan'ı takip eden varsa ve bizi aydınlatabilirlerse sevinirim.


22 Aralık 2009 Salı

TSL'nin En İyi İkilileri- Analiz


Volkan'ın koyduğu ilk yarının en iyi ikilileri istatistiğine bakınca üç farklı etkileşim dikkatleri çekiyor. İlk göze çarpan Fenerbahçe'nin gol ayakları Alex ve Guiza arasındaki müthiş uyum. Alex Guiza'ya 4 asist yaparken, Guiza da çaktırmadan Alex'i 3 kere golle buluşturmuş. Alex Semih'le daha iyi anlaştığını ifade etse, bu sezon ilk yarı itibariyle Guiza'yla da iyi bir ikili oluşturdukları bir gerçek. Özellikle Fenerbahçe'nin bu sene az gol atabildiğini göz önünde bulundurursak, her golün ve asistin önemi daha da artıyor.


Diğer ikililere gelirsek, Makukula'nın Cangele ve Mehmet Eren'le kurduğu bağ gerçekten etkileyici. Ligin gol kralı, iki oyuncudan da 4'er gol pası almış. Guiza ve Alex ikilisinden sonra burada daha cok bir "ménage à trois", ya da üçlü bir sinerji söz konusu. Makukula'ya doğru akan bu pas trafiği Kayseri'nin ilk yarıdaki başarısını simgeliyor. Her kim ki Kayseriyi durdurmak istiyor bu asist yollarını kesmek zorunda!!

Listedeki üçüncü ilginç istatistik de Keita'nın asistçi özelliği. Hem Kewell'a hem de Nonda'ya üçer asist yapmış sevgili Abdül Kader. Buradaki üçlü iletişim Kayseridekinden daha farklı. Golleri atanlar çoğalırken, pası veren adam azalıyor. Açıkçası ben Arda'nın da bu üçlüye bi yerden monte olacağını düşünüyordum ama Arda'nın etkileyici 10 asisti takım içinde daha dengeli dağılmış gibi gözüküyor.

Türkcell Süper Lig 2009-10 İstatistikler-3: Kadro Derinliği



2009-2010 sezonunda ilk yarıda, hangi takım kaç oyuncu ile mücadele verdi merak ediyorsanız istatistiği burada. Bu tabloda dikkat çeken takımlar, dar ama genç kadrosu ile liderlik kavgası veren Kayserispor ile, Ankaraspor'un eskilerini de bünyesinde toplayıp kadrosu adeta şişen Ankaragücü.



Türkcell Süper Lig 2009-10 İstatistikler-2: En İyi İkililer



Turkcell Süperlig 2009-2010 sezonunda, ilk yarıda gol hattında en çok iş yapan ikililer. Kerem'in konuyla ilgili detaylı analizi de bu yazıdan sonra gelecek, kaçırmayın derim.



Türkcell Süper Lig 2009-10 İstatistikler-1: Joker Oyuncular



İlk yarı itibarı ile, sonradan onu girip en çok gol atan oyuncular listesi.



AŞURE

Aşure zamanı geldi hatta geçiyordur bile ve ben ancak yapabildim.Aslında ben aşureyi çok severim ve sık sık yaparım.Ama bu sefer güzel annemin tarifiyle yaptım aşureyi.Ve Güzel annem kadar güzel ve tatlı oldu.Ve aşure yaparken elim hiç aza gitmez nedense.Her yaptıgım aşure birçok komşuma kısmet olur ve bu da beni mutlu eder.Paylaşmak çok güzel bir duygu degil mi?Neyse artık tarife geçeyim isterseniz.Annemin tarifiyle benim meşhur aşurem.
Malzemeler:

  • 2-3 su bardagı aşurelik bugday
  • 1 su bardagı nohut
  • 1 su bardagı kuru fasulye
  • 2-3 su bardagı toz şeker
  • kuru üzüm
  • elma
  • kuru kayısı
  • portakal kabugu rendesi
  • ceviz(üstüne)
Nohutu ve kuru fasulyeyi bir gece önceden aynı kapta ıslatın.Bugdayı da yine bir gece önceden üstünü geçecek kadar suyla bir kere kaynatın ve beklesin.Ertesi gün nohudun ve kuru fasulyenin suyunu süzüp düdüklü tencerede kaynatın.Bu arada bugdayında suyunu süzüp ayrı bir tencerede üstüne tekrar su koyarak iyice özdeşleşene kadar yani bugdaylar patlayana kadar kaynatın.Sonra içine nohudu ve kuru fasulyeyi ekleyin.Ve yine hepsi iyice özdeşleşince içine çekirdeksiz kuru üzümü ve küp küp dogramış kuru kayısıyı ekleyin.Ve kaynatmaya devam edin.Kıvamı koyu geldiyse size sıcak su ekleyebilirsiniz.Kayısılar ve üzümler de yumuşadıktan sonra şekerini ilave edin.(aslında ben yaklaşık bir şeker miktarı vermeye çalıştım ama aslında ölçmeden koydum yani tadına bakarak damak tadımıza uygun ayarlamaya çalıştım.Şekeri size çok gelirse azaltabilrisiniz)En son olarak da kabukları soyulup küçük küçük dogranmış elmaları ve portakal kabugu rendesini ekleyin.Biraz daha kaynatıp altını kapatın.Kaselere koyun ve üstüne ceviz,nar taneleri ile süsleyerek servis edin.
Afiyet olsun.

SİYAH ÜZÜM HAKKINDA


Siyah üzüm hafıza kaybını azaltıyor Bilim adamlarına göre, siyah üzüm suyu içmek, hafıza kaybını azaltıyor ve hatta bu kaybı tersine çevirebiliyor. Dış Haberler Servisi 17 Aralık 2009 15:14
Cincinnati Üniversitesi Psikiyatri bölümünde görevli bilim adamları, erken hafıza kaybı yaşayan 12 kişiyle bir çalışma yaptı. Sonuçta, 12 hafta boyunca üzüm suyu içenlerin farklı zihin testlerinde iyi bir performans gösterdikleri görüldü.
Araştırmacılar, iki ayrı grup oluşturdu. İlk gruba Massachusetts' in Concord bölgesinde yetiştirilmiş saf Concord üzümü suyu verilirken ikinci grup ise hiçbir şey içmedi. Deney süresince her iki gruba da düzenli hafıza testi yapıldı. Araştırma sonucuna göre birinci gruptakilerin yarısında daha uzun süreli gelişme kaydedildi.
Uzmanlar, bu sonuçların arkasındaki neden olarak ciltteki antidoksanlar ve meyvenin suyunu görüyorlar. Gruplar arasında önemli derecede farklılıklar olmamasına rağmen, saf siyah üzüm suyu içenlerde öğrenmede önemli gelişmeler görüldü. Bu eğilimin kısa süreli zihinde tutmayı sağladığı ve sözsüz hafızayı geliştirdiği belirtiliyor.
Araştırma sonuçlarına göre, meyve ve sebze gibi antioksidanlar bakımından zengin yiyecekler ile bunların yüzde 100 meyve suları bilişsel fonksiyonu korumaya yardımcı oluyormuş.
Not:bilgiler btnet.com.tr'den alıntıdır.