30 Eylül 2009 Çarşamba
CSKA Moskova -BJK : Gol Atabiliyormuşuz!
Başlamadan önce İlker Yasin'in başı sağolsun; cenaze evinden maç anlatmak zordur bilirim. Mustafa Denizli ile girdikleri puslu ortaklık sonucu, maçı izleyen bizleri de canlı cenazeye çevirdiler, bu yüzden de tebrik ediyorum bu ikiliyi.
Maçla ilgili anlatılacaklar çok fazla değil. Rüştü'nün ilk golde yaptığı pozisyon hatası, golün güzelliğinden dolayı ikinci planda kaldı. Tam da bu maçtan yırttığını düşünürken, ikinci golde bu sefer yerden gelen topu, tabiri caizse "içeri aldı". CSKA'nın 2 üst düzey oyuncusu var, onlar gollerini attılar. Allahtan Wagner Love'yi satmışlar, yoksa ondan da 2 gol yerdik.
Beşiktaş'ın tempo problemi devam etmekte. Oyuncuların isteksiz tavrı da düşün tempoda etken, temponun arttırılamaması rakibin yarısahasına kolay yerleşmesini sağlıyor. CSKA'da defans arasına atılacak toplarla gol bulmayı düşünen Denizli, takımın tempoyu arttıramaması, üzerine de erken gelen gol yüzünden CSKA'nın baskı kurmadan oynaması üzerine, plan revizyonuna gitti, ilk yarıyı beklemeden Yusuf - Holosko değişikliğine gitti. Yusuf'un Şampiyonlar Ligi kariyeri hiç de parlak değil, niye parlak olmadığını bugün bir kez daha anlamış olduk.
Beşiktaş'taki sorun, sahadaki oyundan kaynaklanmıyor. Sahadaki oyun, başka sorunların sonucu gibi. Geçen senenin iyi oyuncularının bu sene sahada ruh gibi gezmesinin sebebi takım içinde değişen dengeler olsa gerek. Anlaşılan, başarının bir hedef değil, bir eşik olduğunu pek çok oyuncu kavrayamamış, kavrayanlar da bir şekilde küstürülmüşler. Sahada takımı ateşleyecek bir oyuncu yok. Bırakın lider oyuncuyu, bir güzel şutla, bir güzel pasla, birkaç iyi hareketle arkadaşlarına heves verecek bir oyuncu da yok. Takımda, kendini ispatlama derdinde olan Serdar Özkan ve İsmail Köybaşı ile, Denizli'nin gözdelerinden Ekrem Dag dışında, çaba gösteren birine rastlamadım. Ernst ve oynasaydı Fink bu eleştirilerin dışında kalan oyuncular, onların vasat eşikleri yukarda ve her maç en azından o eşiği tutturuyorlar.
Ekrem'in golü ise en azından, grubu golsüz kapatma riskinden kurtardı bizi. Bu takımın şu anki amacı zaten gol atmak olmalı, bu hevessizlik ile ŞL'den puan almak hayal.
Tottenham Hotspur vs. Araf
In Bruges filminden, İngiliz halk jargonunda hoş bir Araf analojisi. Konu, ölümden sonra uğranan mekanlar...
(Ken sağdaki Brendan Gleeson abimiz, Ray ise soldaki yılların semi-Guiza bakışlı Colin Farrell'ı)
...
Ken: Well, its, you know, the final day on Earth, when mankind will be judged for the crimes theyve committed and that.
Ray: Oh. And see who gets into heaven and who gets into hell and all that.
Ken: Yeah. And whats the other place?
Ray: Purgatory.
Ken: Purgatory... whats that?
Ray: Purgatorys kind of like the in-betweeny one. You werent really shit, but you werent all that great either, like Tottenham.
Türkçe meali:
...
Ken: Yani, dünyanın son gününden bahsediyoruz, tüm insanların işlediği suçlardan ötürü yargılanacağı gün falan filan...
Ray: Hmm, kimin cennete kimin cehenneme gideceğinin belli olduğu gün yani
Ken: Evet. Diğer mekan neydi?
Ray: Araf .
Ken: Araf mı? O nedir?
Ray: Araf, ikisinin arası gibi birşey. Hani o kadar boktan durumda değilsin, o kadar harika da değil, Tottenham misali.
REÇELLER(ŞEFTALİ,VİŞNE,KAYISI REÇELİ ve KIZILCIK MARMELATI)
Şeftali Reçeli tarifi:
Vişne Reçeli tarifi:
Kayısı Reçeli tarifi:
Kızılcık Marmelatı tarifi:
Şimdiden afiyet olsun.
- 1 kilo şeftali
- 1 kilo toz şeker
- yarım limon suyu
Vişne Reçeli tarifi:
- 1 kilo vişne
- 1 kilo toz şeker
- yarım limon suyu
Kayısı Reçeli tarifi:
- 1 kilo kayısı
- 1 kilo toz şeker
- yarım limon suyu
Kızılcık Marmelatı tarifi:
- 1 kilo kızılcık
- 750 gr.kadar toz şeker
- yarım limon suyu
- 1 çay bardagı su
Şimdiden afiyet olsun.
29 Eylül 2009 Salı
Karınca yumurtası yalan çıktı
Kelliğe karşı yılan yağı ile istenmeyen tüylere karşı karınca yumurtası yağının hiçbir etkisi olmadığı bildirildi.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ekrem Aktaş, kelliğe karşı “yılan yağı” ile istenmeyen tüylere karşı “karınca yumurtası yağı” kullanılmasının hiçbir bilimsel geçerliliğinin olmadığını bildirdi.
Prof. Dr. Aktaş, tıbbi ilaçların geliştirilmesinin uzun yıllar aldığını ve çeşitli testlerden geçtikten, binlerce kişi üzerinde denendikten sonra piyasaya sürüldüğünü söyledi.
Piyasada çeşitli isimler altında satılan ve hiçbir bilimsel geçerliliği olmayan ilaçlara itibar edilmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Aktaş, şöyle devam etti:
“Halk arasında kelliğe karşı kullanılan yılan yağı ile istenmeyen tüylere karşı kullanılan karınca yumurtası yağının hiçbir bilimsel geçerliliği yoktur. Bu tür tedaviler tıpta incelenmeden, araştırılmadan, binlerce kişi üzerinde denenerek değerlendirilmeden, 'ben sürdüm iyi geldi, komşudan aldım iyi geldi, amcam kullandı, dayım kullandı iyi geldi' gibi söylemlerle insanları kandırmak doğru değildir. Uydurma, ebelerimizden, dedelerimizden kalma, bilimsel geçerliliği olmayan tedavilerle insanların kandırılması çok yanlış ve üzücüdür. Bunlar memleketi gerileten sistemlerdir. Millet aya giderken biz karınca yumurtasıyla yılan yağıyla uğraşmamalıyız.”
Şifalı bitkilere dikkat!
Prof. Dr. Aktaş, halk arasında şifalı olarak bilinen bazı bitkilerin de çok ciddi sağlıksorunlarına neden olabileceğini belirterek, bu tür bitkilerin kullanımına da çok dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.
Kendilerine “koca karı” ilaçlarının verdiği zararlar nedeniyle başvuran hastalar olduğunu bildiren Prof. Dr. Aktaş, şu bilgileri verdi:
“Örneğin bir hasta dizindeki ağrıya karşı bir ot kullanmış. Bu ot bacak derisini yakarak kemik ve tendonları görünür hale getirmiş. Hasta 'Aman doktor bey dizimin ağrısından vazgeçtim benim yaramı iyileştir, perişan oldum' diyor. Hipokrat 'önce zarar verme' diyor. Önce hastaya zarar vermeyeceksin. Çoğu hastalık kendi kendine iyileşir ya da belirli bir şiddette devam eder. Hastasına zarar vermeyen doktor büyük doktordur, ama faydalı olan doktor daha büyük doktordur. Büyük doktor olmak istiyorsan önce zarar verme, faydalı olmaya çalış. Verdiğin bir maddenin iyi geldiğinİ sanıyorsun, ama bakalım iç organlara ne kadar zarar veriyorsun? Bağırsaklarını, karaciğerini, böbreğini acaba harap ediyor musun? Bunu biliyor musun? Bunun incelenmesi lazım. Bu tür şeyleri televizyonreklamlarında da görüyorum.”
Prof. Dr. Aktaş, tıbbi ilaçların geliştirilmesinin uzun yıllar aldığını ve çeşitli testlerden geçtikten, binlerce kişi üzerinde denendikten sonra piyasaya sürüldüğünü söyledi.
Piyasada çeşitli isimler altında satılan ve hiçbir bilimsel geçerliliği olmayan ilaçlara itibar edilmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Aktaş, şöyle devam etti:
“Halk arasında kelliğe karşı kullanılan yılan yağı ile istenmeyen tüylere karşı kullanılan karınca yumurtası yağının hiçbir bilimsel geçerliliği yoktur. Bu tür tedaviler tıpta incelenmeden, araştırılmadan, binlerce kişi üzerinde denenerek değerlendirilmeden, 'ben sürdüm iyi geldi, komşudan aldım iyi geldi, amcam kullandı, dayım kullandı iyi geldi' gibi söylemlerle insanları kandırmak doğru değildir. Uydurma, ebelerimizden, dedelerimizden kalma, bilimsel geçerliliği olmayan tedavilerle insanların kandırılması çok yanlış ve üzücüdür. Bunlar memleketi gerileten sistemlerdir. Millet aya giderken biz karınca yumurtasıyla yılan yağıyla uğraşmamalıyız.”
Şifalı bitkilere dikkat!
Prof. Dr. Aktaş, halk arasında şifalı olarak bilinen bazı bitkilerin de çok ciddi sağlıksorunlarına neden olabileceğini belirterek, bu tür bitkilerin kullanımına da çok dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti.
Kendilerine “koca karı” ilaçlarının verdiği zararlar nedeniyle başvuran hastalar olduğunu bildiren Prof. Dr. Aktaş, şu bilgileri verdi:
“Örneğin bir hasta dizindeki ağrıya karşı bir ot kullanmış. Bu ot bacak derisini yakarak kemik ve tendonları görünür hale getirmiş. Hasta 'Aman doktor bey dizimin ağrısından vazgeçtim benim yaramı iyileştir, perişan oldum' diyor. Hipokrat 'önce zarar verme' diyor. Önce hastaya zarar vermeyeceksin. Çoğu hastalık kendi kendine iyileşir ya da belirli bir şiddette devam eder. Hastasına zarar vermeyen doktor büyük doktordur, ama faydalı olan doktor daha büyük doktordur. Büyük doktor olmak istiyorsan önce zarar verme, faydalı olmaya çalış. Verdiğin bir maddenin iyi geldiğinİ sanıyorsun, ama bakalım iç organlara ne kadar zarar veriyorsun? Bağırsaklarını, karaciğerini, böbreğini acaba harap ediyor musun? Bunu biliyor musun? Bunun incelenmesi lazım. Bu tür şeyleri televizyonreklamlarında da görüyorum.”
27 Eylül 2009 Pazar
Yeşil Oje Alarmı
Güzellik hatalarından uzak durun!
Biz kızlar hatalarımızı düzeltmeye kararlıyız!
KIŞ HAZIRLIGI(KONSERVE YAPIMI-TURŞU YAPIMI)
Malum turşu zamanı geldi.Bende kendi çapımda bir turşu yapayım dedim.Ve kolları sıvadım.İlk yaptıgım turşu salatalık turşusu oldu.Sonra arkasından yeşil domates ve salatalık turşusu yaptım.En son olarak da kelek ve acı biber turşusu yaptım.Bana kış hazırlıgı yapmak çok keyifli geliyor.
Salatalık Turşusu için Malzemeler:
Konserve yeşil fasulyeyi daha önce anlatmıştım.Konserve fasulye yapımı bana zor geldigi için sadece 1 kavanoz hazırladım.Ama ek olarak buzluga fasulye koymayı da ihmal etmedim.Ama buzluga koymadan önce fototgraf çekmeyi akıl edemedigim için buzlu haliyle fotografını çekebildim.
Buzlukta Yeşil Fasulye hazırlıgı:
Buzluga patlıcan koyma işini Kayserili bir tanıdıklarımızdan ögrenmiştim.Onlar çok fazla yapıp koyuyorlar tabiiki buzluga ben azar azar koydum.
Karnıyarıklık veya İmam Bayıldılık Palıcan hazırlanması:
Salatalık Turşusu için Malzemeler:
- 1 kilo küçük salatalık
- 4-5 yemek kaşıgı kaya tuzu
- 1 yemek kaşıgı toz şeker
- 10 diş soyulmuş sarımsak
- 2 çay bardagı üzüm sirkesi
- aldıgı kadar su
- 10 dal maydanoz
- limon dilimleri
Konserve yeşil fasulyeyi daha önce anlatmıştım.Konserve fasulye yapımı bana zor geldigi için sadece 1 kavanoz hazırladım.Ama ek olarak buzluga fasulye koymayı da ihmal etmedim.Ama buzluga koymadan önce fototgraf çekmeyi akıl edemedigim için buzlu haliyle fotografını çekebildim.
Buzlukta Yeşil Fasulye hazırlıgı:
- 1 kilo yeşil fasulye
- 4-5 domates
Buzluga patlıcan koyma işini Kayserili bir tanıdıklarımızdan ögrenmiştim.Onlar çok fazla yapıp koyuyorlar tabiiki buzluga ben azar azar koydum.
Karnıyarıklık veya İmam Bayıldılık Palıcan hazırlanması:
- 1 kilo patlıcan
- yarım kilo sivri biber
- sıvı yag(kızartmak için)
5 pratik yemek tarifi
Beşamel Soslu Tavuk
Malzemeler • 6 adet tavuk budu • 4 adet orta boy havuç • 3 adet orta boy kabak • 2-3 diş sarmısak • 2 çorba kaşığı sıvı yağ • 3 çorba kaşığı margarin • 3 çorba kaşığı un • 500 ml süt • 1 kase rende kaşar peyniri • Yarım demet maydanoz ve dereotu • Tuz, karabiber, kırmızı toz biber
Hazırlanışı Tavuk butları güzelce yıkandıktan sonra tencereye konarak haşlanır. Havuç ve kabaklar rendelenir. Sarmısaklar tavada sıvı yağda sotelenir. İçerisine rendelenmiş havuç ve kabaklar da eklenerek sotelemeye devam edilir. (Sebzeler sotelenirken üzerine bir miktar tuz ilave edilirse sebzelerin lezzeti yemeğe daha iyi geçer) Ocaktan alınınca üzerine ince kıyılmış maydanoz ve dereotu ilave edilir. Beşamel sos için margarin tencerede eritilir ve un ilave edilerek kavrulur. Un kavrulduğunda süt eklenir ve sürekli karıştırılarak kıvama geldiğine ocaktan alınır. (Beşamel sos koyu olursa bir miktar daha süt ilavesi yapılır.) Önceden haşlanan butların etleri kemiklerinden ayrılarak (çok küçük parçalar olmayacak şekilde) tepsisine yayılır. Üzerlerine tuz ve karabiber serpilir. Tavukların üzerine önce beşamel sos, onun üzerine de önceden sotelenen sebzeler güzelce yayılır. Üzerine kaşar rendesi (kaşarların üzerine kırmızı toz biber serpilirse daha güzel kızarır) serpilerek tencerede kaşarlar eriyinceye dek kızartılıp servis yapılır.
Beşamel Soslu Tavuk
Malzemeler • 6 adet tavuk budu • 4 adet orta boy havuç • 3 adet orta boy kabak • 2-3 diş sarmısak • 2 çorba kaşığı sıvı yağ • 3 çorba kaşığı margarin • 3 çorba kaşığı un • 500 ml süt • 1 kase rende kaşar peyniri • Yarım demet maydanoz ve dereotu • Tuz, karabiber, kırmızı toz biber
Hazırlanışı Tavuk butları güzelce yıkandıktan sonra tencereye konarak haşlanır. Havuç ve kabaklar rendelenir. Sarmısaklar tavada sıvı yağda sotelenir. İçerisine rendelenmiş havuç ve kabaklar da eklenerek sotelemeye devam edilir. (Sebzeler sotelenirken üzerine bir miktar tuz ilave edilirse sebzelerin lezzeti yemeğe daha iyi geçer) Ocaktan alınınca üzerine ince kıyılmış maydanoz ve dereotu ilave edilir. Beşamel sos için margarin tencerede eritilir ve un ilave edilerek kavrulur. Un kavrulduğunda süt eklenir ve sürekli karıştırılarak kıvama geldiğine ocaktan alınır. (Beşamel sos koyu olursa bir miktar daha süt ilavesi yapılır.) Önceden haşlanan butların etleri kemiklerinden ayrılarak (çok küçük parçalar olmayacak şekilde) tepsisine yayılır. Üzerlerine tuz ve karabiber serpilir. Tavukların üzerine önce beşamel sos, onun üzerine de önceden sotelenen sebzeler güzelce yayılır. Üzerine kaşar rendesi (kaşarların üzerine kırmızı toz biber serpilirse daha güzel kızarır) serpilerek tencerede kaşarlar eriyinceye dek kızartılıp servis yapılır.
Patatesli Köfte Çöp Şiş
Malzemeler 5 orta boy patates 500 gr.kıyma az yağlı 1 adet orta boy soğan 1 tatlı kaşığı karabiber(silme kaşık) Bayat yarım ekmek içi ufalanmış Pulbiber, tuz, kimyon 2 adet domates 2 adet sivri biber 2-3 yemek kaşığı sıvıyağ 8-9 adet çöp şiş
Hazırlanışı Kıymayı, rendelenmiş soğanı, kekik hariç baharatları ekmek ve tuzu karıştırıp yoğuralım. Ve elimizde cevizden biraz büyük olacak şekilde yuvarlak ve hafif yassı şekilde köfteler hazırlayalım. Köftemizi hazırladıkdan sonra patatesleri fazla kalın olmadan(yarım santim kadar) yarım ay şeklinde doğrayalım. Domatesleri ve biberide dilimleyip hazırlayalım. Daha sonra çöp şişlere sırayla patates, köfte domates ve biberi tüm malzemeler bitene kadar geçirelim. Fırın tepsisine hazırladığımız çöp şişleri geçirip üzerine sıvı yağ gezdirelim. Biraz tuz ve kekik serpip önceden ısıtılmış 200 derece fırında köfte ve patatesler kızarana kadar pişirelim. Pişmeye yakın fırını 150 dereceye düşürelim. Lezzetli köftelerimiz servise hazır.
Fransız Soğan Çorbası
Malzemeler • 4 soğan (ince doğranmış) • 50 g (1 çorba kaşığı) tereyağı veya margarin • 50 g rendelenmiş peynir • 1,5 litre su • Tuz ve karabiber • 4 dilim ekmek • Sıvı yağ (kızartmak için) • 2 çorba kaşığı (30) ml mısır unu
Hazırlanışı Küçük küçük doğranmış soğanları tencerede altın rengi olana kadar kavurun. Ateşten alın ve biraz soğutun. Üzerlerine 1,5 litre soğuk su dökün. Tuz ve karabiberi koyun. Kapağı kapatarak basıncı en yüksek dereceye ayarlayın. 5 dakika pişirin. Basıncı yavaş yavaş düşürün. Karışımı, biraz suyla karıştırılmış 2 çorba kaşığı (30 ml) mısır unuyla koyultun. kızartma tavasında birkaç dilim ekmeği kızartın. Her bir dilimi dörde bölün. Ekmekleri bir çorba servis kasesinin dibine yerleştirin ve üzerlerine çorbayı boşaltın. Rende peyniri serpin. Çorba kasesini sıcak fırında birkaç dakika ısıtın ve servis yapın.
Kaşarlı Köfte
MALZEMELER 500 gr. koyun ve dana karışımı kıyma 1 adet yumurta 2 küçük dilim bayat ekmek 1 baş soğan 150 gr. kaşar peyniri Yeteri kadar kıyılmış maydanoz, tuz, kırmızı biber
Hazırlanışı Koyun ve dana karışımı 500 gr. kıymaya bir adet soğan rendeleyin. Islatılmış ekmek içini, bir yumurtayı, kıyılmış maydanozu, tuzu ve karabiberi de katarak iyice yoğurun. Yoğururken bir çorba kaşığı su ilave ederseniz köfte daha yumuşak olur. Hazırladığınız köfteleri, her iki taraflarını pembeleştirerek ayçiçek yağında ateşin altını fazla açmadan kızartın. Kızaran köfteleri bir tepsiye dizerek üstlerine küçük parçalar halinde kaşar peyniri koyun. Kızdırılmış fırına sokup, peynirler eriyinceye kadar 10 dakika bekletip, çıkarın, peynirilerin üstüne ince kırmızı biber ekin. Haşlanmış sebze ile servis edebilirsiniz.
Ece Sükan ile Mini
STYLESİGHTİNGS sitesinde Ece Sükan'ı görünce çok sevindim.
Turkiye Vogue'da yer almasının ne kadar iyi olduğunu daha iyi anlıyoruz.
Stiliyle Türk blogların beğenisini kazanırken yabancı bloglarında beğeniyle takip ettiği isimlerden.
Sizde yorum yazmak Ece'yi tanıtmak istiyorsanız Buraya! tıklamanız yeterli!
Buarada çok hoş gözüküyor siz ne dersiniz?
26 Eylül 2009 Cumartesi
Beril'in Kombini
JojikModa'yı takip edip benimle iletişime geçenler de var.
Sevgili Beril de mail yoluyla iletişime geçenlerden bir tanesi.
Ama benim için yerinin özel olduğunu belirtmek isterim.
Çünkü gerçek anlamda beni anlayan ve bazı koşullarda anlayışla karşılayan birisi.
Aldıkları ürünleri göndermesi ve beğendiklerini bana bildirmesiyle onu yakından tanıyorum artık.
Jojeeyle ve sizlerle paylaşmak istediği Beril'in rahat ve güzel kombininde sıra.
Sevgili Beril de mail yoluyla iletişime geçenlerden bir tanesi.
Ama benim için yerinin özel olduğunu belirtmek isterim.
Çünkü gerçek anlamda beni anlayan ve bazı koşullarda anlayışla karşılayan birisi.
Aldıkları ürünleri göndermesi ve beğendiklerini bana bildirmesiyle onu yakından tanıyorum artık.
Jojeeyle ve sizlerle paylaşmak istediği Beril'in rahat ve güzel kombininde sıra.
25 Eylül 2009 Cuma
Şimdilerin en iyi mankenleri teker teker hamile kaldılar.
Özellikle Victoria's Secret mankenleri sanki modaymış gibi hep beraber hamile kaldı.
Gisele ve Heidi...
Bu güzel iki manken de artık iyice belirgin olan o şeker karınlarıyla kameralara yakalanmışlar.
İkisine de maşallah diyorum.
Hamileyken ne kadar şeker gözüküyor bütün bayanlar!
Buarada aptal internet sitelerinde bazı yorumcular hemen diyete ihtiyaçları var yazmış.
Bu güzel iki manken de artık iyice belirgin olan o şeker karınlarıyla kameralara yakalanmışlar.
İkisine de maşallah diyorum.
Hamileyken ne kadar şeker gözüküyor bütün bayanlar!
Buarada aptal internet sitelerinde bazı yorumcular hemen diyete ihtiyaçları var yazmış.
Ne kadar komik!
Buarada bilmeyenler için Gisele ilk çocuğuna, Heidi ise üçüncü çocuğuna hamile.
Buarada bilmeyenler için Gisele ilk çocuğuna, Heidi ise üçüncü çocuğuna hamile.
KIŞ HAZIRLIGI(KONSERVE YAPIMI)
Kış hazırlıkları için geçmi kaldım bilemiyorum ama gezmekten bir türlü fırsat bulupta kışa hazırlanamadıgımdan şikayet edip duruyordum eşime.En sonunda evimize geldik ve ben yavaş yavaş başladım hazırlanmaya bu şekilde de içim rahat etti tabiiki.İlk önce domates konservesi ile başladım işe.
Domates konservesi hazırlanışı:- 3 kilo domates(2 kavanoz domates konservesi çıkıyor o yüzden çogaltmakta fayda var)
- az tuz
Kırmızı Biber Turşusu:
- 1 kg. kırmızı salçalık biber(1 küçük kavanoz turşu çıkıyor)
- 1 su bardagı üzüm sirkesi
- 10 diş sarımsak
- kaya tuzu
- 2 yemek kaşıgı zeytinyagı(üstüne dökmek için)
Taze fasulye konservesi:
- 2 kilo taze fasulye
- 2 litre sıcak su
- 3 tatlı kaşıgı tuz
Şimdiden afiyet olsun.
24 Eylül 2009 Perşembe
fıstık çiçek şal modeli
fıstık çiçek şal modeliadını en uygun böyle koydum fıstıklı şal modelinden çiçek şeklinde göründüğü için bu isim uygun oldu.sonbahar geldi şal sezonuda açıldı farklı model şal arayanlar için bence güzel bir model.şalın yapılışı çok basit yapılış aşamalarını ekledim yapmak isteyenlere kolay gelsin.İP:ALİZE ANGORA GOLD SİMLİTIĞ:O NUMARAşalın yapılışı için 7 zincir çekip halka yaptım ve tığın
Burberry Geri Döndü
Burberry sonbahar 2010 RTW defilesi izleyen herkesten eminim beğeni toplamıştır.
Christopher Bailey'in hazırlamış olduğu koleksiyon Burberry'nin yeniden doğduğuna işaret eder gibiydi.
Klasik trençkotlar yerini uçuk mavi,pembe ve krem renklerine bırakmış.
Aynı zamanda omuzlardaki drape hareketlendirmesi daha genç kesimlere hitap etmesini sağlamış.
Tam zamanı olan military modasını Burberry de ele aldı.Trençkotlardaki kemerlere de bu moda yansıtılmış.
Christopher Bailey'i ben gerçekten çok beğeniyorum.Burberry markasını daha genç yaptığı tartışılmaz bile.Özellikle Emma Watson'ın seçilmesiyle Burberry tercihinin 18-25 yaşlarına yönelmesini sağladı.
Style dergisinin dediği gibi;
The message was Burberry gone short, draped, deluxe, and glamorous, and aimed at the very young.
Burberry'e küçük bir not:Lütfen o altın sarısı zımbayla detaylandırılmış çantayı bana ver!
Dudaklarda Barbie Pembesi
Barbie pembesi bu yazın en hit ruj rengiydi.
Bütün ünlülerin dudaklarında ışıldayan bu rengi eminim hepiniz görmüşsünüzdür.
Benimde şu sıra vazgeçemediğim ruj renklerim arasında.
İlk önce biraz tedirginlikle yaklaşıp bir kaç defadan sonra bırakamadığım renkler arasında oldu.
Hafif göz makyajıyla tamamlanması gerekiyor.
Diğer türlü çok abartılı durup insanın gözünü yorması kaçınılmaz.
Sizde hafif makyaj yaparken kendinize bir alternatif sunun ve deneyin.
kaynak:WH
23 Eylül 2009 Çarşamba
Jimmy Choo ve H&M Ortaklığı
Jimmy Choo ile H&M 'in anlaşmasını eminim sizde kıskanarak izliyorsunuzdur.
O güzelim Jimmy Choo ayakkabılara sahip olmak için yarışacak büssürü bayan olduğunu eminim.
Bu bayanlardan bir tanesi de ben olabilirdim ama Türkiye'ye artık dönüş yaptım.
Normalde H&M de gezinirken nerde yapıldıklarına çok dikkat ettim.
Genelde mağazanın ürünleri Hindistan,Çin ve Türkiye.
Aslında sokaklarda gördüğümüz hatta pazar malı ya bunlar denilen o ürünler birebir gerçekleri.
Kınamadan alınmalı mümkünse Terkosu sıklıkla uğramalıyız.
Tabi Jimmy Choo ayakkabıları ne yazık ki Terkosta bulunmamakta!
Keşke öyle bir mucize olsa da bizde Bihter gibi salınsak etrafta.
Jimmy Choo ve H&M anlaşmasınaki ayakkabılar görüceye 14 kasımda çıkacak.
İlgilenen ve Jimmy Choo ayakkabılarının peşine düşmek isteyenler için duyrulur.
KAYMAKLI EKMEK KADAYIFI
Öncelikle herkesin geçmiş bayramını kutlamak istiyorum.Daha önceden Kayseriye gittigimi yazmıştım.Kayseriden döndükten iki gün sonrada Bolu'ya gittik bayram için.O yüzden uzun süredir bloguma giremedim ve sizleri çok özledim.Tabiiki uzun süredir sizlerle tarifde paylaşamadım.Bu kadar aradan sonra ilk tarif tatlı olsun istedim ve kayınvalidemin bayram tatlısı olarak yaptıgı ekmek kadayıfını paylaşmak istedim.Ekmek kadayıfı benim en sevdigim tatlıdır.Bir de üstünde kaymak oldu mu o zaman tadı daha güzel oluyor.Biliyorum bayram geçti ama daha sonra denemek isteyenler için işte tarif:
Malzemeler:
Afiyet olsun.
Malzemeler:
- 1 adet hazır ekmek kadayıfı
- 1,5 kilo toz şeker(1 çay bardagı karamelize için ayrılacak)
- 10-12 su bardagı su
- kaymak(süt kaymagı veya manda kaymagı)
Afiyet olsun.
22 Eylül 2009 Salı
'Paşa'ramadı!
Öncelikle Fotomaç tarz başlık için özür dileyerek başlıyorum, kendimi tutamadım. Dün FB’li bir arkadaşımla maçı izlerken gergin ortamı yumuşatmak için, yarınki potansiyel 'gaste' başlıklarını ararken yaptığımız esprilerden biriydi. Hem Yılmaz Vural, hem de hakem parçası için söylenmesi anlamlı olur.
- İlker Meral’ın maç boyunca yaptığı tek doğru hareket Sancak ve Keita’ya 2. yarıda son derece kararlı bir şekilde gösterdiği sarı karttı. Tanrı’nın elini göz ardı edersek, maç başında ‘sonunda Premier Lig kıvamında kıran kırana bir maç izleyeceğiz’ düşüncem, Kasımpaşalılar’ın kontrolü kaybedip Galatasaraylı oyunculara kasti tekmeleri başlayana kadar sürdü. Eğer o dakikalarda hakem, tek bir pozisyonda insiyatifi eline alabilse, Kasımpaşa’lı oyuncuların maç boyunca yaptığı rakibini sinirlendirici hareketleri engelleyebilmiş olurdu. Ali Güneş’in 2 pozisyonda birden kırmızı kartı haketmesi dışında (ki ilkini görememiş olabilir, ancak ikincisindeki abzürd kararı oyun kural ihlaline bile çekilebilir), bahsi geçen pozisyonda Keita’ya da kırmızı kart gösterilebilirdi, ki o zaman maç sonrası çıkacak haklı cıngarı siz düşünün.
- Çok kısıtlı kadrosuna rağmen, GS’ı durdurabilecek tek kozun çok baskılı ve agresif oynamak olduğunu anlayan, ve şahsi karakterini takımına empoze eden Yılmaz Vural’ı tebrik ederken, maçı son dakika golleriyle kaybetmekten dolayı sarfettiği saçma sapan sözleri duymazlıktan geliyorum.
- Her ne kadar Türkiye’nin görmüş olduğu en kaliteli forvetlerden biri olsa bile Baros, şu anki sisteme Nonda kadar uyum gösteremiyor. Elano-Kewell-Arda-Keita-Aydın pas trafiğine pivot görevi gören, ve sırtı rakibe dönük iyi oynayabilen istekli bir Nonda, attığı golleri bir kenara koysak bile şimdilik ilk 11 için daha mantıklı bir seçim. Rijkaard da bunun farkında olmasına rağmen, Nonda’yı sonradan oyuna sokup Baros’un hücum tarzına bir devre alışan rakibin dengesini dengesini bozmak, taktiksel bir uygulama gibi geliyor bana. Bir nevi, zamanında 2. yarının ortasında oyuna girip takıma vites attıran, ve maçları çevirmeye yarayan Arif Erdem taktiğine benziyor.
- An itibariyle Hakan Balta’nın Türkiye sınırları içinde hala alternatifi yok.
- Kasımpaşa’nın golü çok Avrupai idi.
- Maç boyunca -bu hale kimlerin parası/vergisi ile getirildiği belli olmayan- RTE stadı’nın tribünsüz maraton kısmının ortasındaki simetrik Hayat Ağacı konsantrasyonumu bozup durdu. Kasımpaşa civarındaki tek bakımlı şey o olsa gerek.
- Maçın 86. dakikasında, bu sezon içinde daha önce GS maçı izlememiş arkadaşıma son derece kendimden emin şekilde (tüm 2. yarı tekrarladığım gibi) maçın 3-1 biteceğini söylediğimde ‘şizofren’ damgası yedim. Sanırım Rijkaard ve ekibi tüm rakipleri yakında şizofrene çevirecek. Oyuncu değişiklikleri dışında, Keita-Sancak pozisyon anında Neeskens’in ilk yardım hareketini, ve daha sonra Rijkaard’ın Keita üzerindeki minik operasyonunu izleyin, maçın kaderi 1 dakika içinde nasıl değiştirilir, uygulamalı bir ders izlemiş olursunuz. GS’ın geçen seneden psikolojik olarak en büyük farkı aslında şu: Geçtiğimiz sezonki GS, ancak ilk golü kendi attığında kazanabiliyordu; şu anda ise durum tamamen GS lehine. Maç ne durumda olursa olsun, sistem aynı şekilde işlemeye devam ediyor. Kötü bile oynansa, her maçı bize aynı şevkle ve umutla izletmeye devam ettiren bu takımı izlemeye devam edin.
Dizüstü Çizme Modası
Dizüstü çizmelerin çekiciliği sokaklara taşmaya başladı.
Türkiye de bu akımı sık sık göremesekte, yurt dışındaki cesur bayanlar bunu başarıyla yanstıyorlar.
Fotoğraftaki kişi Carolines Mode yazarlarından.
Oluşturduğu kombin gerçekten çok hoş.
Dizüstü çizmeler ise bayana kadınsılık katan diğer bir etki.
Bacak boyuna güvenen bayanların mutlaka denemesi gereken bir moda.
21 Eylül 2009 Pazartesi
SERİYE 'EL' UZATANLARA NONDA'DAN SELAM!..
20 Eylül 2009 Pazar
2010 Favori Saç Modellerim
Moda dünyasına bir göz atıyım dedim saatlerce başından kalkamadım.
Galiba benim de hastalığım Moda.
Saçlar ise 2010 için favorim oldu.
Dağınık dalgalı topuz inanılmaz hoş gözüküyor.
Benim saçlarım dalgalı olduğu için kolaylıkla yapabileceğim modeller arasında.
Saçlarda örgüye bayıldığımı beni takip edenler biliyordur.
Bayılmadığım tek şeyse yapay saçtır.
Ama böyle upuzun örgülü saçımın olması için belki iki tane çıtçıt alabilirim.
Alexander Wang sana bayılıyorum biliyorsun değil mi?
Galiba benim de hastalığım Moda.
Saçlar ise 2010 için favorim oldu.
Dağınık dalgalı topuz inanılmaz hoş gözüküyor.
Benim saçlarım dalgalı olduğu için kolaylıkla yapabileceğim modeller arasında.
Saçlarda örgüye bayıldığımı beni takip edenler biliyordur.
Bayılmadığım tek şeyse yapay saçtır.
Ama böyle upuzun örgülü saçımın olması için belki iki tane çıtçıt alabilirim.
Alexander Wang sana bayılıyorum biliyorsun değil mi?
NETTEN BLUZ......
Bu modeli http://naveguepesquecrochet.blogspot.com/ da gördüm bayıldım ve sizlerle paylaşmak istedim..Bende de uygulamaya çalışıyorum.....Model de ebruli ip kullanılmış ben evdeki ipleri değerlendiriyorum......İnşallah kısa zamanda bitirip yayınlayabilirim..
Dünyanın En Kötü Tezahurat Yapan Taraftarı: Fenerbahçe
Sahadaki takıma bakıyorsun, bu performanştan daha kötü ne olabilir diyorsunuz. İşte karşınızda: Fenerbahçe taraftarının tribün performansı. Bu kadar kötü, bu kadar ahenksiz tezahurat görmedim ben hayatımda. Evden kaçasım geldi televizyonun başında. Bir Mehter Marşı tutturdular ben böyle sıkıntı görmedim. Okuldayken lise maçlarında tezahurat yapardık, okulun adını uydurmaya çalışırdık ya hani, aynı o kalitede Fenerbahçe taraftarının tezauratları. Takıma gelince, ilk yarım saat fena değil sonrasında çok çok kötü...
Şeker Bayramınız kutlu olsun...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)