27 Kasım 2009 Cuma

ÇK Celtics - Sixers maçındaydı


Biletimizi aylar öncesinden almanın mutluluğuyla Boston'un merkezindeki TD Garden'a yol almaya başladık. Tıngır mıngır işleyen metro hattına rağmen evden çıktıktan tam 45 dakika sonra salona giriş yapmıştık.
Amerikalılar boşuna gösterinin kralları değiller. Daha salonun içini görmeden, henüz koridorlarda bir festival havasına giriyorsunuz. Biracılar (evet Amerikalılar biraz muhafazakarlar ama spor müsabakalarında bira içip pis yemekler yemek rüyanın bir parçası), sosisçiler, patates kızartmaları, ve bir sürü yeşil insan.
Bu benim ilk NBA maçım, ve şanslı olduğumu biliyorum. Eminim Türkiye'de istatistikleri takip eden, her takımın ilk beşini sayabilen, LA Clippers'ın ikinci tur draftında hangi oyuncuyu aldığını bilen NBA fanatikleri vardır. Onlar benden daha çok hakediyor bu maça gitmeyi fakat belki de hiç bir zaman böyle bir maçı canlı seyredemeyecekler. Neyse onlara üzüleceğime ben keyfime bakıyorum.

Salona girdiğimizde maçın başlamasına 20 dakka vardı ve koltuklar neredeyse tamamen boştu. Celtics taraftarları büyük bir heyecanla kendilerini abur cubura vermişlerdi. Fakat maç başlamadan bir iki dakika önce herkes koltuklarına döndü ve işte bu muhteşem gösteri başladı.



Garnett ve Pierce'in çığlıklarıyla TD Garden yıkılıyor. Işık ve ses oyunlarından dolayı rakip takım oyuncuları eminim allak bullak oluyordur. Koltuk yerimiz pek de aşşağılarda olmasa da kortu görüşümüz muhteşem. İşte karşımda Kevin Garnett potaya asılıyor, Paul Pierce Colin Kazımvari hareketlerle ısınıyor, Ray Allen bileğini ısındırıyor, Racheed Wallace bildiğiniz gibi ama biraz daha sakinleşmiş sanki, Rajan Rondo buram buram yıldız kokuyor.



Macın detaylarına girmeye pek gerek yok, sonuçta tv'den herkes seyrediyor. Bana ilginç gelen her molada ve her arada inanılmaz atraksyonlarla seyircinin sürekli olarak ateşlenmesi. Bizdeki amigoluk kültürü olmadığı için seyirciler dev ekrandan yazılı ve görsel komutlarla koordine oluyorlar. Sadece ponpon kızlardan bahsetmiyorum. Tişört yarışması, bilgi soruları, gürültümetre, MJ gibi danseden küçük çocuk, maskot Leprikon Lucky, vs vs. 3 saat nasıl geçti insan farketmiyor. Gaz müzikler de işin cabası. İşte Welcome to the Jungle'la coşuyor Celticsliler:



Ya da Lucky milleti gaza getiriyor:



Sonuç olarak Celtics Sixers'ı zorlanarak da olsa yeniyor. İşte maçın en kritik basketi. Ben de sayı olunca heyecandan kayıdı hemen kapatmışım:



Maçı kazanıyoruz, herkes mutlu, çoğu insan sarhoş ve çiş sıraları koridorları buluyor. Fakat ne bir taşkınlık çıkaran var ne ana avrat küfür eden, herkes adam gibi sıraya girip dışarı çıkmayı bekliyor. Staddan çıkıyoruz 40 dakka içinde evdeyiz. Çok mutluyuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder