14 Haziran 2010 Pazartesi

ALABAŞ (KOHLRABI)

ALABAŞ şalgam ve turpa rakip bir bitki...

Soyulmuş hali....ve aşağıda dilimlenmiş hali....

GÜNAYDIN SEVGİLİ DOSTLAR!!!
Kaç gündür hastalıklarla mücadele ediyoruz....Küçük kızım kötü üşütmüştü Cuma -Cumartesi doktor,hastane derken bayağı yoruldum....Bende bahar temizliği neticesinde üşütmüş olmalıyım ki faranjit ve allerjik sinizütle mücadele ediyorum...2-3 gecedir öksürükten uyuyamıyorum...Sebanur boğulacak gibi oluyor,gece ben susuyorum o başlıyor ardından da Kerem katılıyor seramonimize...Bugün biraz daha iyiyim,ilaçlar iyi geldi sanırım...Sıcakta bu tür hastalıklarla uğaşmak çok zor oluyor ...Umarım birkaç gün içinde hepimiz sağlığımıza kavuşuruz.
Yukarıdaki resimde görmüş olduğunuz sebzeyi yan komşumuz bahçesinde yetiştirmiş...Almanyadan getirmiş tohumunu,turp olduğunu söyledi...Almanya ve Hollanda da çok fazla tükeiliyormuş...Bizde çok beğendik...Turptan çok beyaz lahanaya benzettim tadını...Çiğ olarak dilimlenek yeniyormuş...Çok doyurucu ve faydalı bir sebze...Oradaki adı KOHLRABI...Netten araştırdım ve aşağıdaki bilgileri edindim...Sizlerle de paylaşayım istedim...
ALABAŞ-KOHLRABI
-----------------------
Sözlüklerde turpgillerden yerlahanası, şalgama benzeyen köklü lahana olarak da tabir edilen, yumrusu yenen bir sebze türüdür. Tohum ekiminden sonra diğer lahanagiller farklı olarak kotiledon yapraklarının üzerinde, gövde dokularının kalınlaşmasıyla yumru kısmı oluşur. Brassica cinsine giren diğer yumrusu yenen türlerde yumru toprak altında oluştuğu halde, alabaşta toprak üstündedir. Yapraklar yumrunun üst kısmında meydana gelir. Yaprakların sapları diğer lahana grubu sebzelerden daha uzun ve yaprak ayası daha küçüktür. Alabaşlar yumru rengi yönünden açık yeşil ve maviye çalan eflatun renkli olanlar olmak üzere 2 gruba ayrılır. Yumru çapı ise 4-10 cm 300 g, geçci çeşitlerde ise bazen 1 kg’dan fazladır. Alabaş Bitkisinin Vücudumuza Katkısı:Vitamin ve minerali bol, kalorisi ise az olduğu için dengeli beslenmede ideal bir gıda olarak kabul edilen alabaş, içerdiği vitamin ve minerallerle astım, kanser, katarakt, yüksek tansiyon, böbrek taşı, gözde leke, sinir sistemi hastalıkları ve felce iyi gelmektedir.Bol lifli bir yapıya sahip olan alabaş; A, B1, B2, B3, B6 ve C vitaminleri yönünden oldukça zengindir. Ayrıca bol miktarda selenyum, demir, fosfor, kalsiyum, sodyum ve potasyum içermektedir.Aynı familyadaki diğer sebzeler gibi, bedenin bazı kanser hastalıklarına yakalanma riskini en aza indirir: Bu kanser türleri arasında akciğer ve kalınbağırsak kanserleri sayılabilir.* İçeriğindeki antioksidan maddelerle kalp hastalığına yakalanma, felç geçirme ve katarakt illetine tutulma risklerini de önemli ölçülerde azaltır.İçerdiği yüksek oranda demir ve folik asidiyle, kansızlığı ve ayrıca hamile kadınların spina bifida (omurganın bir yanının açık olması) hastalığı taşıyan çocuk doğurma rizikosunu en aza indirir.Bol miktarda potasyum ihtiva ettiği için, yüksek tansiyonu düşürür.Ayrıca, böbrek ve safra kesesinden taş düşürmede, ses kısıklığında, bademcik enfeksiyonunda, romatizma rahatsızlıklarının hafifletilmesinde ve emzikli kadınlarda süt gelişini artırmada yararlıdır. Ayrıca sıkılarak elde edilmiş alabaş suyu, öksürüğe ve bronşite iyi gelir.Orta ve Kuzey Avrupa ile Amerika’da yaygın olarak yetiştirilen alabaş, Türkiye’de, özellikle başta Karadeniz ve Marmara bölgelerinde de başarılı bir şekilde yetiştirilmektedir.Dengeli beslenme için ideal olması sebebiyle İngiltere, Almanya, Belçika ve Hollanda’da bolca tüketilen alabaşın yaprakları salata şeklinde, yumrusu ise çiğ veya pişirilerek, ya da konservesi yapılarak yeniyor. Şekli ve tadı ise biraz şalgama, biraz da turba benziyor.Burda yine herzamanki uyarımı yenilemek istiyorum.Turpgiller familyasındaki diğer sebzeler gibi, alabaş da bedenin iyot emilimini azaltabiliyor. Haftada 3-4 kezden daha sık yiyen kişilerin, iyotça zengin besinler ve iyotlu tuz almalarında yarar vardır. Özellikle içme suyunun az iyot içerdiği yörelerde bu durum dikkate alınmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder